Çok uzunca zamandan beridir gördüğüm rüyaları, küçük bir olay örgüsü varsa eğer yazıya döküyorum. Ve de uzunca bir zamandır çaresizliğin eşiğinde mekik dokuyorum. Gördüğüm rüyalarda o kadar mutlu oluyorum ki kötü şeyler görüyorsam da bunu hatırlamayacak kadar zayıf bir hafızam var artık. Ben hayatımda kabus görmedim hiç. Uykumdan terler içinde ya da bir bağırtı kopartarak uyanmadım. Rüyalarımda hep ulaşamadıklarıma sahip oldum ben, mutlu olamadığım kadar mutlu oldum, gerçek bir karşılıklı sevgiyi bile sadece rüyalarımda gördüm. Yıllardan beridir çaresizliğime sebep olan o ay yüzlü insanı bile gerçek hayatta çok kez göremezken rüyalarımda gördüm birkaç günde bir. Çok kez iyiye yordum, hatırlayabildiğim kötüleri ise unutmak için çabaladım. Gözlerimin onu görmeyişine alışırım ama kalbimin, ruhumun, en çok da zihnimin onu görmeyişine alışamam artık. Geceye özlem duyarım ben onun sayesinde, aya özlem duyarım, geceleyin gökyüzünde bir ay ile bir yıldızın yan yana gelişi anımsatır bana bizi. O yüzdendir benim rüyaları sevişim. Bu yüzdendir benim kabuslarımın gündüz başlayışı.