Yaşamak istediğim hayatı hep başkası yaşarken şahit oldum. Halbuki çoğu zaman başrolüydüm bu hayatların. Ben çıktım o sahneden, yerime hep başkaları geldi. Nedendir bilmem, benimle olan kısım hep biraz buruktu, yarımdı. Benden sonra olan kısımlar ise daha gerçek, daha tamdı sanki. İçindeyken değil de dışarıdan izlerken fark ettim bunları. Benim kurduğum hayatları başkaları deli dolu yaşarken fark ettim. Üzüldüm başlarda, çok üzüldüm, sonra alışkanlık haline geldi bu yaşananlar. Biliyordum ki kurduğum her hayal, her hayat başkasının içinde mutlu olacağı bir yer olacaktı. Başrol olarak başladığım hayatlarda bir figüran olarak bile kalamayacaktım.