Her gün ne zaman seni unutacağım diye soruyorum ben kendime. Unut onu diyorum, ondan sana yâr olmaz. Unut onu derken bile titriyor yüreğim. Seni göremediğim her bir günün sonunda özlemim daha da artıyor, seni gördüğüm her bir günün sonunda da o gözleri yine unutamayacağımı anlıyorum.

Tertemiz sevdim, masumca, çocukça...

Uzaktan sevdim ben seni. Öyle uzaktan uzaktan izledim sadece. Gözlerinin içine bakmaya bile utanırdım, gözlerimin ardındaki duygularımı görmenden korkardım.


Hayal ettim, bekledim, ümit ettim, umut tohumları ektim içime bir gün gelirsin diye...

Gelmeyecek olan birini beklemek çok saçmaydı biliyorum.

Aşık olmak çok garip bir duyguymuş. Sadece tek bir kişinin karşısında dizlerinin bağı çözülüyor ,onu görünce ellerin titriyor hatta belki de tüm vücudun, kalbin yerinden çıkacakmış gibi atıyordu ve göz bebeklerin tek bir kişiyi gördüğünde büyüyor, dudakların tek bir kişinin varlığıyla gülümsüyordu. Ellerin yalnızca tek bir kişinin ellerini tutmak istiyordu. Ve kulakların yalnızca tek bir kişinin sesini duymak istiyordu.

Geç karşıma otur, konuş saatlerce sus artık diyene aşk olsun. Anlat sen, konuş anlat bana kendini saatlerce, aylarca hatta yıllarca dinleyebilirim o sesini, bilmiyorsun.


Ya da geç karşıma hiçbir şey konuşmadan oturalım orada saatlerce sadece yüzünü seyredeyim. İzin ver yüzündeki tüm hatları, çizgileri, benleri ezberleyeyim. İnan hiç sıkılmam.


Kapıyorum gözlerimi, sadece seni görüyorum ve gördükçe çarpıyor yüreğim yine titriyor ellerim, keyifleniyor içim, bilmiyorsun.


Sen benim etrafında olmama rağmen beni fark etmeyendin. Sen kafanı yere eğip yürürken bahçede heyecandan konuşamadığımdın. Sen benim ilk kalp ağrımdın.

Benim sevdamdın.