Günaydın Berceste,

Sen bilirsin ki gece

Hırslanmaz güneşe.

En iyi sen bilirsin ki sevmek bir yerde

'Özle' adında bir beladır.

İnanmak bazen sağanak yağar içime

Sen nerede yaratıldıysan

Orası cennetten evlâdır.


Yaşa Berceste,

Senin gidemediğin illerde,

Bir peygamber adı çoğullaşır.

Kanatla alakalı bir şeyler,

Oralarda hep yanmak vardır.

Bir yorulman vardır muhakkak,

Çok kötüyse misal iki binler

Çağ ile barışmak,

En çok da seni yaşamak.

Yaşamak, vardır.


Çal Berceste,

Bir şey sana kısmet değilse

Tüm insanlığa haramdır çünkü.

Senin yaptığın ''nefis bi'soygun''

Onlar yaparsa

Sahtekarlığa evrilir.

Hatta

Sen elini neye uzatsan

Elini uzattığın şeyin ben olmayışından,

İçimde bir tramvay devrilir.


Diren Berceste,

Sen zeyreksin, çağın meczuplarına inat.

Bilmek ve inanmak

Güzel ruhuna kanat.

Ayak uydurmamakla meşhur duruşunda

Tam ortada devinen yıldızlar;

Benim ruhum her yenilgiye alesta,

Yine de senin zaferini alkışlar.


Berceste,

Sen bilmezsin,

Ama

Eridi zaman.

Görelilik kitaplarda kaldı

Saatler avuçlarımda talan.

-Uzun bir şiir bu, birazını da dün oku.-


Sev Berceste,

Çünkü ellerinde kırılıyor ilk kavgam

Çünkü bir bağımlılık bu dedikleri ''yaşam''

Ama sakın korkma, delirmedim.

Ama sakin de kalma, üzereyim.

Ben doğmakla yaşamış,

Gülmekle barışmış değilim.

Öyle sebepsizim ki seninle

Çünkü demeye mecbur değilim.

Çünkü kovalıyor

Günler ayları

Aylar yılları

Yıllar beni.

-oysa ben kaçmıyorum-

Adını her anışımda bir adım geri

Ama söz konusu sen iken

Üçün aşkın hesabını yapmıyorum.


Affet Berceste

-Mevcut şartlar dahilinde seni doğru bulmuyorum.-

Çünkü seni tavaf etmek

Bir yerde beni taşlamaktır.


Üzgünüm Berceste

Ben kavuşmak marşları çalmıyorum.

Çünkü artık

Özlemenin yeni bir yolunu buldum.

-Seni her görüşümde üç kez kalbimi tutuyorum.-

Gözümden düşüyorsun,

Seni üç kez öpüp alnıma koyuyorum.


Git Berceste

Senden geçmedim ben.

Seni dindiremedim.

Kendimi kazanmış hissedebilmek için

Seni kaybetmeliyim.

-korkma, sen hissetmeyeceksin.-

Öyle mıh gibi duracağım burada,

İçimi bilmeyeceksin.

Gelsin bakalım.

Bulsun gözlerin ve zikretsin beni

Zikretsin arşa, nerelerde yittiğimi.

Ne yapacaksın bana?

Benden ne alacaksın?

Ceplerim boş demek için bile bir cekete ihtiyacım var,

Seni üstüme giyemeyişimi nasıl anlatacaksın?

Hem

Hava çok sıcak ve cekete gerek yok artık

Ben soyunacağım karanlıkta,

Okumayacağın bir şiiri üzerime yazacağım.

Ben ne zaman bir yerimde seni görsem

Değil yarası, izi bile kanıyor.


Ben Berceste,

Senin çıkış kapını bulacağım.