Bir banka oturmuşuz seninle

Küs gibi iskeleye sırtımızı dönmüşüz

Esen rüzgarlara bırakmışız kendimizi

Martılar esir almış gökyüzünü

Seni bana bırakmışlar

Bu tahta bankta

Bağrışları çığırışları bundan

Kalabalık ilgisiz ve martılara inat dingin

Güneşin gözlerini kapatsa da bulutlar

Arada okşuyor başlarımızdan


Banktayız sen ben ve bir de deniz

Sen denizle aramdasın

Gözlerim sende

Sen İstanbul'u taşıyorsun gözbebeklerinde

Tüy gibi hafif sürüklüyorsun onu ardında

Martıların vapurun arkasından gelişi gibi

Bana dönüyorsun tüm o gözlerinle

Sanki bir dalganın anlık kayboluşu gibi

Yakamoz yakamoz bakıyorsun bana

Bir şeyler mırıldanıyorsun

Yarılanan dudaklarınla

Uğulduyor kulaklarım

Rüzgardan değil

Ne kadar duysam da senden

Hep taze olan bu cümleden

Derin bir nefes alıyorum İstanbul'dan ödünç

Ve dökülüyor ağzımdan bir iç çekiş gibi

BEN DE CANIM BEN DE

O zaman duruyor zaman

İstanbul asılı kalıyor havada

Sana bakınca görebiliyorum İstanbul'u

Senin ardında ve senin içinde

Ne sensiz ne senden önce....