Söylemeyi değişmediğim, duymayı özlemediğim gerçekler.

Nerede kaldı tatlılar ve konuşanları?

Yıldızlar gibi kaydılar kaydıraktan hevesler,

düştükleri beton gibi soğuk yüreğim oldu.


Gündoğdulardan evvel bulduğum ışığın

çektiğim perdelerde kaldı, göremedim el ettiğini.

Attığın her adım, ayağının tozları karıştı dumanıma,

kokunu alamadım, zehroldu, zehroldu.