Tırabzanları çürümeye yüz tutmuş ruhumun

İçinde huzur yok eskisi kadar.

Herkesin penceresiz ruhlarında gizlice öpüştüğü kötülükleri ben perdeden yoksun ve ulu orta gürültüyle sahneliyorum.

Çapaklı çökmüş binbir çeşit gözlerle izlendiğimi biliyorum.

Artık perdeleri çekmiyorum

Çünkü bundan böyle 

saklayacak günahlarım bana özgü değil 

Herkesleşen ayıplarım çekici gelmiyor eskisi kadar insanlara ve gaddarca inmiyorlar ayıplar gözlerle alnıma. 

Balkonumda intihar çiçekleri var

Yoğurt kaplarının içinde yetişmiş.

Suyunu ben vermedim

Güneşi çocukluğumdan kalma yarı masum sevinç ışınlarıymış

Bunu kömürlükteki o yaşlı ses söyledi bana.

Parmak uçlarımda mürekkep lekeleri hissediyorum kan kokuyor, tadı baldan farksız.

Koridorlarım ve duvarlarım rutubetle sıvanmış

Üzerine sinen anılar ise acıyla sınanmış.

Her odam başka kapılarla ve başka insanlarla örtülü.

İstenmeyen misafirler iadeiziyarete gerek duymuyor artık.

Kimseler yok yatak odamda, kırık bir aynadan başka.

Deli sanmasın beni insanlar o aynanın da bir ruhu var. Yüzünüzü yaklaştırır ve nefesinizle buğulu desenler çizerseniz göreceksiniz.

Açılmayan çeyiz sandıklarında çürümüş havlular, kumaşlar ve danteller.

Amacına uygun kullanılmamış heveslerin eseri tüm bu şeyler.