ekme dedikçe ekilip

verdiğimiz her meyve ile zehirliyoruz

can veren mahkemelerce yargılanıp

envai ve iktisadi kırbaçlardan ceza yiyoruz 

sevda alın, ayaklarınız bembeyaz,

gözleriniz kan çanağı olsun. 

ellerinizde koca bir oksijen bombası

sıktıkça patlayan, patladıkça boşça kalan

ekme dedikçe ekilip dikme dedikçe tam doksana.

sesler yükselir ve sesler diner:

yaşasın halkların binbir türlü dinen gürültüsü

flamalarınız olsun, isminiz ve denginiz

okulunuz olsun, öğle teneffüsleriniz…

saçlarınız örülü, dizleriniz bitişik 

ve elleriniz boş olsun, flamalarınız olsun

sevda alın, elleriniz olsun

ele bakmayın, el olun

gör, dağın ardındaki ışıktan korkma

gözlerini kapatırsan kork 

ve perde

sunulan, sunan ve bir susan

kalitesiz pamuktan, ipek ve ipten

sahnenin gerisinde bekletilen nesilden, sulak topraklardan

çünkü bizler

elemli toprakların mahsulleri