korkma, çünkü korkanlar korkakları yaşatır.

susma, susanlar susmayanları susatır.

ara, 'hakkınca yaşamayı' belki beklenmeyen

bir olgunun parçaları hayatını karartır.

-

devri daim hücrelerin korkudan savaşması,

kaosa yanaşması ve bir devrim yapması,

sokağın karmaşası, kedilerin sırnaşması,

halkın tek dileği gece ve gündüzün barışa karışması.

-

en büyük zevkleri canına kasteden meyiller.

ölsende, kurtulsanda umrunda değiller.

70 yıllık savaşta tek idealin bir beton bir metal,

onuda kimin elde edebileceğini kağıtlar belirler.

-

her şeye inat yaşamak ve yaşatmak;

topraktakilere ithafen, katillere inat.

çünkü budur bu zalim ve yalan dünyada hakiki işimiz, sıkarak dişi, yaparak bir şey.

-

sokaklarda donan hayvanlara koyar mı kış? 

söyle, savaşta ölen çocuklar sorar mı hak?

sana büyük bir zevk bana acı çünkü zannımca budur hayatın anlamı.

-

'ölüm kokan sokaklarda kanlı katliam.

nasıl hayal eder cenneti bu zulme göz yuman?'

şu evrende neden yaşadığını hiç yok mu soran?

sor, sorgula, uyan!

-

alegorik sistemde çirkin bir resim,

yaptıran masum, yapan esir.

isteyen hain, isteyen suçlu, isteyen deli desin.

burada çarklar altında ezilmekle meşgul işçi kesim.

-

dünyanın dönmeyi bırakmasından yanayım.

insanlığın öldüğü, kadınların öldürüldüğü yaştayım.

karşıyım;

haksızlıklara, soykırıma, katliama, intihara ve sebep olanlara.

fırsattan nemalıp cebi dolanlara.

soyup soyana, muhtaç edene soğana.

-

siyah, beyaz; türk, kürt biriz ve karışığız.

sevmeye ve sevilmeye yıllardır alışığız.

birimiz esmer birimiz sarışın,

her söze karşın kendimizle barışığız.

-

toprağın altında milyonlarca yok olmuş hiçler.

çoğu hayattayken ölmeyi bekler,

iş ile aş ile bekler ve sabreder.

bu yüzden yaşamaktan bedenlerinden evvel ruhlarını kaybetmişler.

-

burada canavarlar canavarlarla harbeder.

patron kazanır, çalışan kaybeder.

ki son vakitleridir artık, köşesine çekilir,

öylece ölmeyi bekler yalnız ve derbeder.

-

soğukta durakta beklemekte bir tanrı kulu.

şafağın söktüğü vakit emekçi uykulu.

yorgun ve argın, aptal düzene dargın.

şu sıra satıp köye yerleşmek istiyor gibi evi barkı.

-

nice hayatları karartırken bir ampulün ışığı.

ben kırgınım ve öfke doluyum sisteme karşı.

eskisinden daha hızlı yaşlanıyor yaşım.

çünkü ne bir sevinç var, ne bir mutluluk ne de bir başkalaşım.

-

'benim hala umudum var' gelecekten.

sağcısından, solcusundan, işçisinden.

doktorundan, imamından, dişçisinden.

çiçeğinden, böceğinden, çiftçisinden.

-

gökte er doğan güneş er batar

ak tenleri kasıp kavurur, yakar.

kimi gölgesinde serinler kimi kör olurcasına bakar.

-

yıllar eridi, devir değişti

insan gün geçtikte gelişti.

ey insan; korkma, susma, yorulma.

eleştir, sorgula ve değiştir.