(Öncelikli Not: Tam olarak ne zaman yazdığımı bilmesem de sanırım en az altı yedi sene önce yazılmış bir günlüğümsü deneme. Normalde eskiden yazdığım farklı türdeki eserlerin tekrar tekrar üstünden geçip öyle yayınlıyorum ancak günlükleri imlanın dışında olduğu gibi bırakıyorum haliyle)



Zorla bana lütfedilen bu sessizlik, düşüncelerimle baş başa bırakıyor beni. Zaman içinde adları değişse de sevdiğim insanların olması beni tüm her şeyden soyutluyor. Yani sadece onları ve onlarla ilgili şeyleri düşünüyorum. Kendi hayatım ve kendimi düşünmediğim onca zaman, hala söylediklerimin ve yaptıklarımın kusursuzluğuna inanıyorum ki yaşanan şeylerden sonra büyük hayal kırıklıklarına uğrayabiliyorum.


Ah kelimelerim, sizleri özledim. Biraz açık seçik yazmak veya olayın büyüsünü kaçırmak gibi olacak ama uzun zaman sürecinde aldığım kararların tersi yönünde ilerliyorum. Bir gün birini tekrar önemseyeceğim evet ama bu akıl oyunlarından, göndermeli laflardan, kapris ve triplerden uzak olacak. Bu saf olacak ki -olmalı ki- hak ettiği değeri bulsun.


Hiçbir zaman üzüntülerimin üstünü örtemedim veya ayrılık kararı veren olmadım veya ayrılıktan sonra gelen birine hayır diyemedim. Oysa değişmeler ve gelişmeler veya belki de var olana tamamen saplanma sonucu farklı şeyler olacağını düşünmüştüm. Şu bir gerçek ki ruh dengemi ve akıl dengemi bozacak bir kişiye ihtiyacım yok. Bunca zaman sonra belki hala kibre meyilli olsam da nihayetinde çabalayan biri oldum. Güzel sözlerin şımartmadığı, güzel sözlerin kıymetini bilen biri olmalı. Güzel zamanların azlığını bilen, hayattaki çoğu şeyin değişebildiğini bilen. En azından bizim hayatlarımız için, sadelik sadece moda açısından bir tercih olmamalı. Sadelik hayata yansımalı.


Bunca zamanın bana zorla öğrettiği şeyler var. Sevdiklerinin kıymetini bilmek gibi, bu hayat ince düşünenlere göre değil. Elimde değil düşüncelerimin aynı karşılığı bulacağını ve hassasiyetin artacağını düşünüyorum hep. Oysa bozulan bir anlayışım var. Olması zor olanı belki de bugüne dek pek az yapılanı yapmak, hisleri kontrol altına almak ve önemsemeyi azaltmak, bu çabamın adı mı olmalı.


Hayır, insanlar hiç değişmedi. Hala içlerinde kibir var. Acılarla öğrenmek istiyorlar her şeyi. Kırık kalplerin tekrar toparlandıktan sonra aldıkları yüzlerce önlem sonrası yine onları umursamıyorlar. Beni görünce yüzü gülenleri üzdüğüm için mi oldu tüm bunlar. Tekrar hayatta boy gösterme isteğime karşı var olan tüm şeyleri bana doğru gönderiyor hayat. Ve akıl benim irademde söz sahibi oluyor. Bilirsiniz tecrübeler geçmişin bir parçası olsa da insana geleceği gösterir. Beni tekrar hüzün girdabına veya hayattan bir kopmuşluğa salmaya çalışmak, ahmak işi. Belki yine eskisi gibi sevdiğime yok yere düşmanlaşıyorum. Ama bu tecrübeli halim.