Sen yabancı,

Bilmezsin kavgamızı

Yorgunluğun bu yüzlere yaydığı ışığı

Görmezsin.

Cesuruz ölmek için

Ama en çok da yaşamak.

Firar etmek aykırı bu fıtrata

Elimiz titremez mesela

Başımızı semaya

Gözlerimizi maviye doğrultanlarız biz.

Karanlığınız kapatacak cinsten değil sinemizi.


Şakaklarımıza uğramış sevda manifestosu

Daha bi' kuvvetle yankılanıyor

Kader saatinin sarkaç sesi

Paylaşmamışsın son kırıntısını ekmeğinin, açlık öterken boğazında,

Bu yüzdendir ki varlık sofralarında yokluk çekiyorsun.


Bilmezsin kavgamızı yabancı

Şafak vakti kavruk bedenimizin

Küllerini doğurtup

Bir avuç toprakla yamayıp tekrar giydiğimizi,

Zafer gayzerlerine inancımızı süngü yaparak koştuğumuzu sezmesin.


Vicdanınıza en zifiri perdeleri çekmişsiniz

Ulaşamıyor ay ışıltısı kalplerinize

Bizimse kinimiz gençlik kadar diri

Ruhumuz göç yolculuğuna çıksa da bedenimizden

Ölüm dahi vazgeçiremez emelimizden.