mavi gözlü bir adam öldürdüm

meşru müdafaaydı, belliydi bu aşkın gidişatı

sonunda ya o ben, ya o yaşayacaktı


bencillik, gerekli bir özellik demişti, ölüm döşeğindeydi

kendisi bu bilince

çok sonradan erişmişti


kimse yardım edemezdi ona belki; ben de dahil

tüttürdüğü cigaraları sayardı, saydığı gibi kimsesiz yıllarını


bir aynaya bakmıştı, ayna

ona geri baktı

gördüğü karanlıkta yankılandı boşluk

anlamını kırdı, üstelik

bir türlü yüzleşemedi tabiatıyla, o sıralar

japonya'daydı


bir gece yarısı söktüm kalbini

gamzeli, masum bir adam öldürdüm

ruhu temiz, içi ferah, uykusu yumuşaktı

şafak sökerken gömdüm sırlarını kumlara

sevgi doluydu bakışları, mutluluğu gözlerinden taşardı

mezar taşı yoktu, kimsesiz öldü


suçlu, vicdanı titrek, tedbirli

üstelik bencillik, gerekli bir özellik demişti

ölümünden sonra aklıma geldi

ondan daha erken öğrendim bunu


mavi gözlü bir adam öldürdüm,

bir zamanlar hayattan sevinç duyardı

kuş mertebesinden gördüm eriyip bitişini

terk edilse de çiçeksiz, hüzünlü mezarı

bilmez, inanmazdı


sevilerek öldü.