bugün burada çok önemli şeyler oldu,
bir araba yolunu kaybetmiş gibi geçti gitti caddenin ortasından.
eskiden suratı asık bir ev görsem oturur ağlardım,
bu sefer hiç ölmedim.
birileri bir sokağı hiç tanımadı bugün, hepsi ben evdeyken oldu.
camın buharından izledim,
eğildim,
o kadar büküldüm ki- sonunda kamburlaştım.
bir ağaç yaprağını dökse içim ağrırdı,
yüzüm kayıplarından sepyalaşmış albümlere benzerdi,
şimdi köklendiği yeri ezberleyen bir çınarın gölgesinin aynısıyım.
kanadığım yerleri böyle böyle hafızama tek tek kazıdım.
öfkemin ağırlığı -git gide azalıyor- ki ben hep bunun hayalini kurdum.
çok sevdiğim yerlerden geçtim,
bundan bahsetmesem haksızlık olur.
bu dünyayı çok sevdiğim vakitler oldu.
o günleri kırk kere unuttum.
neyi yanlış yaptıysam ardından da sadece ben yutkundum.
bir elim, bir ayağım olsa bundan sonra bana yeter.
geçmek bilmeyen bin günden bir ömür yaparım,
bu şiir sana değil ve bir ağıt hiç değil.
günde kaç kere geçsem de artık dükkanların ismini aklımın bir köşesine koymayacağım.
kimse ' bak bu kadını ömrümün bir yerinde ne çok sevdim' diye gösteremez bundan sonra beni.
bir elim, bir ayağım olsa bundan sonra bana yeter.
geçmek bilmeyen bin günden bir ömür yaparım,
bu şiir sana değil ve bir ağıt hiç değil.
bu kırık camları sevmeye dilim varmıyor artık,
caddeler sokaklara masal kahramanı isimleri vermeyi de bıraktım
yine de yarın kalkıp arşınlayacağım bir metre odamı,
alçıpanlara beyaz geleceklerden bahsedeceğim,
insan yangının ortasına gökdelen diken değil mi eninde sonunda?