"Özgürlük yoksa, aşk da yoktur."
Beş ülkenin beş prensi aynı gece aynı anda aynı rüyayı görürler. Ve masal başlar. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde... Rüyanın peşinden sürüklenen beş ülkenin beş prensi bazen yorulur, bazen üzülür, bazen sevinir, bazen umutsuzluğa kapılır, bazen umut onların ışığıdır. Elde etmek istediklerine ulaşıcaklar mıdır, rüyaları gerçek olucak mıdır? Orasını söyleyemiyoruz maalesef :D
Şu zamana kadar okuduğum hiçbir Ahmet Ümit kitabına benzemiyordu. Çünkü bu bir masaldı. Evet evet bir masal. Ayrıca yine Ahmet Ümit'in kaleminden çıktığı çok belliydi. Değişik bir tür denenmiş, başarılı da olunmuş. Fakat ben okurken biraz sıkılmadım değil, neden diye sorarsanız beş prensin -her ne kadar yaşadıkları maceralar farklı olsa da- yaşadıklarının sonunun aynı olacağını bilmek bir süre sonra can sıkıcı bir hal almadı değil. Ama yine de verilmek istenen mesajlar gayet iyi verilmiş, anlatılmak istenen gayet iyi anlatılmıştı. Beni diğer kitapları kadar çok etkilemese de bu kitapta da çıkarılacak bir sürü ders vardı.