Kızıl denizleri aşmış bir canavar yükseliyor göğsümden.
Hafızamla bütünleşmiş bir Ay var önümde.
Yalnızlık koynuma yatmış.
Kalbimde şiddetli bir çarpıntı
Yüzümde geçmiş bir elin sıcaklığı
Yüzyıllarca yaşatmış cehennemi.
Bu cehennem neyden?
Şimdi
Eski bir nehrin sürüklediği
Eski, bozulmuş su yollarının çizgisinde
Yaşamaya değmiş bir hatıra bulma arzusundaysan
Hiç boşuna yorulma
Bulamayacaksın.
Ama unutma!
Aşkın sonucu gerçekleşirken
Ben çırpındığımda birkaç zayıf kıvılcım için
Güneş ona kefil olduğu halde
Ay, sana ışık veremem demişti.
Ama kıpkırmızı bir denizin en dibinden çıkan canavar
O yakamozlar yüzünden bana diş biliyordu.
Hatırla.
Ömrünü bir yalnızlık olarak yaşayacaksın.
Bu topluluk, bu gürültü dert olmuşsa göğsüne.
Ve şu masum ormanlar
Köklerine sahtelikler ve oyunlar karışmış sinsi ağaçlar yüzünden
Hiç huzurlu gözükmüyorlar gözüme.
Gerçek görünenler çoğalıyor ama gerçek hiç olmuş mu ki?
Yalnız ölüler, yalnız ben ve kalabalık feryatlarımız.
Gün olacak annemin tesellileri de kâr etmeyecek.
Bulanık sanrılarım da bir bir kaybedecekler görüntülerini.
Sıradağlar bütün ilerleme arzumu emecek
Ve sonsuz bir çömelmeyle bekleyeceğim hiç gelmeyeni.
Ne zaman iç geçirsem yıldızların uzaklığına
Bir ay saracak kollarımı.
Saracak kollarımı itelercesine.
ahuzaruri
2022-05-04T15:02:02+03:00güzel yorumlarınız için çok teşekkürler
Mona Rosa
2022-05-02T21:35:07+03:00Çok iyi. Kaleminize yüreğinize sağlık.
Jean Valjean
2022-05-02T20:25:41+03:00Güzel şiir.
heduanna
2022-05-02T17:26:23+03:00Güzeldi. Kaleminize sağlık.