Dar zamanlara sıkıştık, açılın

Hareketsizliğimin yönü, en çok nereye doğru durmadığım

İnsanın neresini ateşin yakamayacağını iyi bilen şaman

Mezarcı, sylvia plath ve annem

Siz de açılın


Yaşamak gibi sivri, yaşamak gibi yavan

İnsanlar ve eşyalar doğduğu yerde kalmalı derdi bir ortaçağlı

Bir atinalı, insanlar ve eşyalar kalacağı yerde doğmalı derdi

Doğrular da yönsüz kaldığı zaman

Bir sabah kendini şehrin içinde bulan bizim ev gibi

Uzunca müddet sokaklara da isim verilişine alışamayan ben gibi

Küçüktüm

Elimin bulanıklığını merdiven kenarlarında arıtmaya

Her gün aynı açıyla baktığım pencerenin omurgama bıraktığı eğrilikten yön biçtim

Bende toplanırdı heyelan, bende toplanırdı güneş almayan evler

Açılın yargıçlar

Temsili misallere varan bir yalnızlığı adam başı bölüşerek

Ne varsa torbamızdan döktük gayrısını

Açılın külhanbeyleri

Bir yeryüzüne insan, bir insana yeryüzü nasıl dağılmıştır

Atlasları devireceğiz şimdi

Birbirimizin kenarlarını eriteceğiz

Soğuyup birleşmek için


//


Yeni çatlayan tohumlara isim vermekten dönüyorum çamurlu ayaklarımla

Yerimizi belli etmenin, artık şehrin içinde olan evimize yaşattığı travmaları söylemiyorum onlara

Yüzümüze merak salan bu kaygıyı söylemiyorum

Çamaşır aşmaya diye çıkıyorum oysa biz

Ayaklarımızdan bağlıyız birbirimize

Çamur ne renk bilmiyorum

Dizlerimde kırmızı, avuçlarımda pembe, yüzümde beyaz

Kangren bir parmak işaret ediyor beni,

Nereden geldiğini biliyorum

Koşup, şehri dolaşıp ölü yapraklara bir not bırakıyorum

Açılın

Birbirimizin kenarlarını eriteceğiz

Aynı yerde katılaşmak için

Sonra eve döneceğim

Artık

Bizim evin duvarları yok, birleşmiş tuğlaları var







Film: The Banshees Of İnisherin