Dünya içime dolduğunda masallardan kalma bir dünyayı bana mesken edendin sen. Baş edemezdim dünyayla, gücüm yetmedikçe ağlardım. Haksızlığı, kırgınlığı, annemi.. Sana en kötü halimle geldim, beni kapından çevirmedin. Üşüdüğüm ne varsa sen üstünü örttün. Sana olan aşkım elbette koşullu değildi; beni kapından çevirecek olsan da, üstümü örtmeyecek olsan da, yeni bir yara açacak olsan da ben yine sana aşık kalırdım. Öğrenemedim ve anlamadım neden koşullu severiz, neden koşullu yardım ederiz, neden iyilik ederken bile bencillik doluyuz. Öğrenemedim bir baba çocuğunu neden onun istediği biri olduğu için, akrabaların neden saygılı olduğun için, arkadaşların neden yardımlarına koşuyorsun, güvenilirsin diye severler? Oysa ben haykırmak istiyorum, sevgide bencilsiniz diye. Sevdiğiniz ben değilim diye. Ben hayatım, ben birtanem sana ne bana iyi geldiğin için, ne de iyi özelliklerinden dolayı aşık oldum; ne de o güzel gözlerin, saçların, gülüşün için. Aşık olduğum sana ait olanlar değil, sahip oldukların değil. Sana varlığın için de aşık değilim. Bu sen olmayınca sana aşık olmayacağım anlamına gelmez mi? Aşkıma bir neden yok, tüm nedenler, nasıllar bittiğinde ben yine yanında kalacağım.