Karşısındayım koca bir günün ardından bana bir şeyler söyleyen bu aynanın, izliyorum kendimi içimde bir çok hisle. Kendiliğime bakıyorum, yorgun gözlerim ve gülümseme kalıntısı dudaklarım. Hüzünle izliyorum beni, mutlulukla izliyorum beni. Koca ellerle içe çekiliyorum; hareket edemiyorum, nefeslerimi hissetmiyorum. Bugünü hatırlıyorum ilk âşık olduğum gün, mutlulukla doldu kalbim, gözlerimin önünden geçiyor yaşananlar hüznünü hissediyorum. Kayıp giderken başka bir yere düştüm, samimi bir ortam. Ortamın sıcaklığı kalplere yansımış, hepimizin suratında masum gülüşler. Ve başka bir yer toprakla oynayıp inşa ettiğim evler, belki aradığım yuva ya da topraklara kurduğum hayaller. Şimdiyse karanlık bir zamandayım sanki gördüm en yalnız zamanlarım; herkesin bakışı üzerimde aşağılanıyorum, gülüşler hissediyorum küçülüyorum gittikçe. Bir lanet üzerimde. En geriye doğru uçuyorum kanatlarla neresi burası? Annemin karnındayım en masum günlere, dünyanın karanlığına karşı dünyadan uzak bir aydınlık. İşte doğum anım, korkunç dünyadayım artık, bağlarımdan kopmak istemedim ki ben. Dünyanın acımasızlığı küçük ruhumun her yerini yaraladı ve o ruh büyüdü. Sigara dumanları uçuşuyor ben içinde süzülüyorum. Siyahlar içinden bir el çektikçe gökyüzüne uzanıyorum ve bakıyorum bir ayna karşısında ruhum.