Bir rüzgâr eser doğudan ince ince,
Ne anlamı kalır ki bu hayatın,
Aklından bir bir geçenleri bilince.
Dünya durmayı bırakır mı sen değişince,
Sen sen ol evlat değişme kimselere,
Güneş batıp karanlık düşünce derinlere.
Bir rüzgâr eser doğudan ince ince
Senin ahvalin pek de iyi değildir
Kırlarda olan patika yol gibidir
Üstünden her geçen iz bırakmış
Bu senin yolun ve isteğin değildir
Bir rüzgar eser doğudan ince ince
Maç denince akan sular dururdu
Topa doyulmadan sofra kurulurdu
Karanlık bir mahallenin aydınlık sokakları
Kışı bile yaz eder o sıcak ortamları
Mahallede oynardık en büyük maçları
Ama onun da bir sonu vardı akşam ezanı
Ne özlendi bir bilsen neleri verirdim
Akşam ezanı ile sende benim için biterdin
Bir rüzgâr eser doğudan ince ince
Çok değiştim sen buralardan gidince
Sessizlik yarim sessizlik arar insan
Kahveye gider bir kahve bir fincan
Öyle bakarsın fincandaki kahveye
Bakmalısın kahveden önce kendine
Ne hâle geldin sen ne zaman değiştin
Bu sen değil misin ki bakıyorsun suratıma
Hayat çok döndü senin etrafında
Belki her şey gibi yanlış anladın hayatı da
Bir rüzgâr eser doğudan ince ince
Bakıyorum da hayalin peşinde koşuyorsun
Eyvallah koş koş çok da iyi ediyorsun
Peki arkana baktın mı hiç
Bir hayalin için sen kimleri yıkıp yakıyorsun
Geri gelmeyecek ömrüne
Boş beleş insanları alıyorsun
Vah haline vah güzelim
Sen hiç laftan da anlamıyorsun
Bir rüzgar eser doğudan ince ince