Yüzümde eser yok senden, artık kendini arama bende.

Saçlarımı kestim, daha da uzatmam sakallarımı.

Yüzümün kıvrımlarında sana dair mimikler yok,

Gülümsemem... Onu da götürmüş gibisin giderken.

Soğuk suyla duş alıyorum mesela, sen üşüyorsun zannediyorum hâlâ.

İçimden taşan volkanlara binaen, üşüyen yalnızca ben.

Dik dik yürüyorum hâlâ kadere çatarcasına,

Ve kavga etmiyorum artık kendimle, yalnızlığa kafa tutarcasına.

Aşkın belayla eş anlama geldiği günlerden geçiyorum ben

Ama yüzümde eser yok senden, artık kendini arama bende.

...

Benim kalbim yok, bir daha kendini arama bende.

Benim ruhum yok, kalubelada kaldı, seni gördüğüm ilk yerde.

Tükettim hisleri, insana ait ne varsa söküp attım içimden,

Bana sunulanı kabullendim sonunda,

Ben bir kaçıştayım ya da kayboluş,

Biraz göğün koynundayım, biraz da toprakla nahoş oluş.

Birkaç tütün sarar şimdi yağmurdan ıslanmış ellerim,

Sözlerim var, yazılanlar mütemadiyen ağlamaklı ve unuttuklarım...

Unuturken yutkunduklarım ve boğazı düğüm düğüm ayrılıkların.

Benim kalbim yok, bir daha kendini arama bende.