Biraz konuşabilir miyiz?

Sana kaç gündür şu soruyu sorup duruyorum, neden beni dinlemiyorsun? Bir defa ya, bir defa onları değil de beni dinle. Biliyorum; yorgun, yetersiz hissediyorsun kendini ama ben bu durumu diğerlerinden daha iyi biliyorum. O içindeki “İçimi kemiren bir kurt var.” diye nitelendirdiğin durumun içindeki kurttan değil de benim cümlelerimden dolayı olduğunu da biliyorum mesela. Peki sen? Sen beni, yani kendini ne kadar iyi tanıyorsun?

Değiştin sen mesela. Ama bu değişim içsel bir değişim oldu, ne zaman korkaklığı bırakıp tümden kendini değişim dolu bu hayatın akışına bırakacaksın? Bak, artık kargaşa diye bir şey de kalmadı içinde. Ne kadar korkuyordun zamanında bu kargaşa geçmez diye hatırlıyor musun? Ama geçti. Her yara iyileşir, geçmez dediklerin de geçer ama zaman alır. Zamana zaman vermeli önce. Zaman, zamanla değiştiriyor her şeyi. Sen de her şeye anlam vermeye zorluyorsun kendini. Bazen anlam veremiyorsun hayatına, boş ver, bazı şeyler de anlamsız kalsın. Her şey anlamlı olacak diye bir şey yok. Kendine anlam ver önce. Her şey mükemmel olmak zorunda değil, sen yeterince çabala yeter. Varsın bazen de yetmesin. Herkese yetmeye çabalarken kendine yetemeyenlerden olma.