bisiklet sürmeyeli çok oldu. bunun üzerine düşünmüyorum bile, o derece unuttum bisiklet kavramını.
eskiden delisiydim, her sabah ilk önce dışarı ben çıkar ve arkadaşların kapısının önüne giderdim. hepsini dışarıya bisiklet sürmeye ya da oyun oynamaya çağırırdım. hem de öğlen sıcağında. bazen bir saat tek başıma dışarıda bisiklet sürerdim, güneş pek rahatsız etmiyordu sanırım. yani bakıldığında utangaç biri gibi değilmişim o zamanlar. aslında utangaçtım ama bir kez ısındığımda, sonrası çorap söküğü gibi geliyor olmalı. tercihi bir utangaçlık da olabilir. otoban kenarındaydı evimiz, uzun bir yokuş vardı. o yokuşta bisiklet sürmek dünyadaki en büyük keyifti. ellerini bırakarak yokuştan kayıp gitmek o kadar iyiydi ki. rüzgar direkt içine giriyordu, uçmak bir nevi. anlatırken bile nefesim kesildi. sonra, arka tekerleğe pet şişe sıkıştırır motor sesi yapmaya çalışırdık. yani keyifliydi, sonradan sesi rahatsız etmeye başladığı için ben yapmamaya başlamıştım. sokağın kalabalık olması beni keyiflendirirdi, özellikle bir akşam herkes sokaktayken saklambaç oynamıştık. nefes nefese uzak bir sokağa saklanışımızı ve beklerken saçma şeylerden konuştuğumuzu hala hatırlıyorum. tuzlu sıcak tenimize yapışmıştı, sokak kokuyor olmalıydık. o zaman bunları ne anlayabiliyor ne de düşünebiliyordum. umurumda değildi. annemin bizi çağıracağı zaman umurumdaydı, biraz daha oynasaydık keşke. tek derdim buydu.
bisikletimi seviyordum, turkuazlı ve pembeliydi. büyük bir bisiklete geçtiğim o ilk zaman çok heyecanlanmıştım. hatta ölene kadar bisiklet süreceğimi falan düşünüyordum. her şey bulunduğumuz andaki gibi olur, böyle devam eder sanıyoruz işte. yine de hala hatırlıyorum ve bu anılar, hisler beni mutlu ediyor.
bir gün yokuştan inerken duvara yapışmıştım, hiçbir zaman bir yerlere çarpıp kaza yapmadım. o gün yine tek başıma bisiklet sürüyordum, kafam biraz karışıktı. bir şeyler düşündüğümü hatırlıyorum, frene iyi basamadım ve duvara çarpıp düştüm. canım fazlasıyla yanmıştı ama utancım daha ağır basmıştı. neyse ki tekim demiştim. tek olmak bazen böyle iyiydi.
güzel zamanlardı ve hala o bisikletimi özlüyorum. yokuşlardan inip bir yerlere çarpmayı ve kolumun, dizimin kanamasını özlüyorum. her şeye rağmen bazen tek olmayı hala güzel buluyorum.
Merve
2023-05-10T01:00:20+03:00Kendimden birçok şey gördüm, sevindim. Kaleminize sağlık:)
ahmet saraç
2023-04-19T00:05:44+03:00yokuştan aşağı hızla inerken elektrik direğine çarpmıştım. Aslında sağa ve sola dönebilirdim ama alternatifleri göremeyecek kadar hızlıydım. Şimdi sakince dönebiliyorum köşeleri ama henüz ellerimi bırakamıyorum. Uzun zamandır da bisikletimle ilgilenmiyorum. Geçen sefer tarlaların arasından geçtiğim çamurlar hala üstünde. Belki bu pazar diye bir pazar bekliyorum.
Beril Türkan
2022-09-10T00:03:19+03:00:) Sevindim.
Emirhan Cihan
2022-09-09T22:59:12+03:00O zamanlar tek dileğim annemin de arkadaşlarıyla sokağa oturmaya çıkmasıydı. Malum sokaktaki vaktim akşam ezanına kadardı. Küçükken bir keçim bir de bisikletim benim hayatta sahip olduğum en yakın arkadaşlarımdı. Yazınızda kendi çocukluğumu gördüm, samimi anlatımınız için teşekkür ederim.
ceresaki
2022-09-02T17:13:51+03:00güzeldi 🤍