Kalıbına tükürülmeyecek insanların suratına bakmak zorunda kalıyor, istemeden muhabbet ediyor ve gülümsüyoruz. Aynı çatı altında nefret ettiğin biriyle yaşamak çok zormuş, yaşamadan anlayamadım. Aynı makinada yıkanan elbiselerini bizimkinden ayrı yere asınca anladım nefretini. Aynı sofraya oturunca yanında oturmaktansa karşısında oturup kafanı tabaktan kaldırmayarak ve geçirmeye çalışarak zamanı... Kolay yazılıyor bunlar da yazınca yutkunamıyorum bile Volya. Korkuyorum evet ama ondan değil kendimden çünkü onun neler yapacağını biliyorken kendi gücümün tamamını daha görmedim. Kim bilir bu nefret beni nerelere sürükleyecek. Sahi, hep üzülen biz mi olacağız Volya?