Herhangi bir şeye ait olamadığım için böyle. Ne bir fikre ne bir başka soyut bir şeye ne de nesnel herhangi bir şeye. Hiçbirinin doyumsal tadı içime ne nüfuz edebiliyor ne de ben o hükümlerin herhangi bir noktasıyım ne de büsbütün onlardan ayrı bir şeyim. Var olan bu şeyler aklımı titretiyor, günümün içinde bedenimde canlı görünür yaşayan bir varlık gibi canlılığımı sorgulatıyor. Hangisiyim ben diye sorguladıkça ciğerimi dağlayan öksürükler gibi her biri iğne iğne beynime batırıyor onlardan olmadığımı. Var olma mücadelesinde onlardan biri mi olmalıyım sorusuna evet yanıtını veremiyorum. Ama yavaş yavaş zihnimi bu bulamaçla eritiyorum sanki. Onlardan biri miyim? Değilim diyorum, değilsin diyorlar. Değilim işte diye bağır çağır ağır feryatlar ediyorum, kendime isyan ediyorum, değilim... Sanki onlara diyormuşum gibi hâlâ değilsin diyorlar. Değilim diyecek oluyorum, sus, cevap verme diyorum, uzayıp gidiyor çünkü... Demiyorum. Değilsin diyorlar. Değilsin...