Bu güzel günlerin anısını nerede olursak olalım bir daha hatırlatalım kendimize... Aşkınla her geçen günün ferahlığıyla yaşayalım. Beni seninle hayal etmek ne güzel geldi. Elimi, elini tuttuktan sonra her şeyi unutan aklıma binlerce teşekkürüm. Zaten kalbin ve gözlerinden ne kadar konuşsam da azdır. Kalbim yerinden çıkacak gibi nefes almam da zorlaştırıyor. Kalbimin hep şöyle seslendiğini duyuyorum: Ben bunu seviyorum, ben buna aşığım. Bir an bile dilimden eksilmeyen adın zaten beni kalpten götürecek. Gözlerim seni görmekten her gün bayram ediyor. Mevsimler geçse de her dakika seni bekleyen gözlerim de seviyor senin her ayrıntını... Uzaklarda küçük olsa da bir evimizin olmasını isterdim. Küçük ama sevginin dolup taştığı bir evimiz olsun isterdim. Bahçemizde bizimle beraber yaprağını dökse de, dalında meyve olsa da bizimle yaşlanacak bir ağaç isterdim. Her zaman anlattığım için ezberlemiştin. Benim yarım bıraktığım kısımdan sen devam ederdin.
Bir de ne olsun biliyor musun? Yağmurdan dolayı ıslanmaktan nefret etsem bile bir istemene kalırdı yağmurun altında dolaşmaya... Ama bir yandan da lanet okurdum yağmurdan ıslanmama... Ne yapayım işte aşktan neye ne yapacağımı düşünecek hal mi kaldı? Şaka bir yana sabahlarım seninle akşamlarım seninle olduktan sonra böyle dert bana kalır mı? Kendimi sana ve dünyamıza adadım. Başka da bir şeye gerek yok. Ölüm bile bizi ayırır mı sorusunu duymadan bizimle yaşatalım sevgimizi. Hele ki bu sevgimiz eksilmesin. Yüzün güneşin yanında bana daha sıcaktı. Ayın yanında gözlerin daha parlaktı. Yanında kendimi eksik hissederdim ama bana da seni sevmek düşerdi.