Aynanın karşısında durdum.

Sabah saatlerinde ilk ışık.

Gördüğüm hikayeyi okumak istedim,

Boğazımda bir yumruk!


Cesaret diledim aynadakinden,

Bana kinlenme böyle bakıp,

Hak etmiyorum dedim,

Boğazımda bir yumruk!



Bu hikayeyi okumak istiyorum.

En şık takım elbisemle karşındayım.

Sabahın ilk ışıkları ve ben , biz vardık.

Boğazımda bir yumruk!


Bunca acı yeter. Gözlerimi kapattım.

Saçımdaki beyazları unutup.

Yıpranmış bu ruhun cezası bitti. Dedim.

Ama yine... Boğazımda bir yumruk.


Bu hikayeyi ben bu gün anlatacağım.

İzafiyet teorisinden nemalandım. Ben varım.

Ben eşsiz bir insanım. Evet bağırdım.

Aynaya bir yumruk!


Döndüm yüzümü ilk ışıklarına güneşin.

Yakabiliyorsan yak dedim! yak yakabildiğin kadar!

Ben bir çocuktum, gözbebeklerim de doldu , taştı!

Yeter , taştım! Taşabildiğim kadar. Ben büyüdüm!


Evet en şık takım elbiselerim ile karşındayım.

Tanrım! ya öldür ya da bana bırak beni , dedim.

Tanrım , içimde zuhur eden bu ses senin.

Ya benimle sar beni bana kadar, veyahut ölümle...


"Sabırla yaşa" dedi. "Yaşa! Ölüm seni bulmadan"

"Her zaman, an, en iyi zaman - tadını çıkar." dedi.

"Arada beni de an, ölüm seni bulmadan" dedi.

Dediklerine dayandım, sığındım. Sarıldım.

Boğazımda bir yumruk...




----------------------------------------------------------------------

Yaşamak temeldir.

Ne hikmetleri varsa senin yaşamının sana,

Koy önüne, her acısı ve tatlısını özümse.

Yaşamak budur. Yaşamak andır.

Yaşayın, sevgi ve hoşgörü ile...