Uyarı: Okuyacağınız denemede tetikleyici unsurlar bulunmaktadır.



Yürüyorsunuz, yüreğinizde aydınlığı saklayarak. 

Boğazlayabilirler sizi, üzerinize çökebilirler kapkara bulutlar gibi. 

Gülüyorsunuz, çiçekler saçarak. 

Bahçeleriniz talan edilebilir. Hoyrat eller koparabilir koklamadan. 

Siz yolda gördüğünüz kedinin başını okşamadan geçemezsiniz. Yürüdüğünüz yollar filizlenir ardınızdan. 


Yürüyorsunuz, yürürken bir kılıç kesebilir önünüzü. Karanlık kuytulardan fırlayan canavar adamların düzeninde bayrak olan. 

Yemyeşil bir ormana dalan baltalar gibi sizi parça parça edebilir o kılıçlar. 

Sökülüp alınırsınız bu güzelim dünyadan. 


Hangi kör kuyulara bıraktık vicdanımızı? 

“Üretensin, yaratansın, yürütensin dağları / bakma öyle kilit kilit, duvar duvar / yetsin artık bu susku” diyen ozana ne zaman kulak vereceğiz? Olağan dışının olağanlaşmasına kayıtsızlaşarak mı insan kalacağız?