"Bu savaş nasıl sona ererse ersin, size karşı savaşı biz kazandık; tanıklık etmek için bir tekiniz bile hayatta kalmayacak, ama biriniz kaçmayı başarsa bile dünya onun anlattıklarına inanmayacak. Belki kuşkular, tartışmalar, tarihçilerin araştırmaları olacak, ama kesin bilgiler bulunmayacak, çünkü sizinle birlikte kanıtları da yok edeceğiz..."
Primo Levi, Nazi toplama kamplarına gönderilen insanlardan biri. Bu eser şans eseri hayatta kalan Levi'nin, her türlü kıyıma yakından şahit olan biri olarak ortaya çıkan bir eseridir. Psikolojik çözümleme de diyebiliriz. Şahit olduklarının, bildiklerinin ağırlığıydı belki de onu intihara sürükleyen. Kitabın her yerinde ölüm kelimesinin vahşete büründüğü hissediliyor.
”Bana düşen anlamaktı, onları anlamak. Büyük suçlular takımını değil, onları, halkı, yakından görmüş olduğum, aralarından SS milislerinin seçildiği kişileri, aynı zamanda da ötekileri, inanmış olanları, inanmamalarına karşın susanları, gözlerimizin içine bakma, bize bir parça ekmek atma, insanca bir söz fısıldama cesaretini gösterememiş olanları.”