Öncelikle merhabalar sevgili okurlarım, izlediğim bu nadide diziyi öncelikle izlerken, sonra incelerken ve bu yazıyı yazarken çok eğlendim, çok şey öğrendim ve bu öğrendiklerimi siz değerli okurlarıma aktarmak beni çok mutlu ediyor, umarım siz de en az benim kadar mutlu olursunuz

İzlemeyi ve irdelemeyi çok seviyorum, haydi başlayalım o zaman.


Breaking Bad dizisi çok izlemek istediğim ama hep ertelediğim bir diziydi ve sonunda bir karar verip istikrarlı bir şekilde izlemeye başladım. Yaklaşık 1.5 aydır izliyordum ve sonunda bitirdim, kendimi kutluyorum... Buradan diziye katkısı olan kim varsa hepsine bu teşekkürü bir borç bilirim efendim.

Breaking Bad dizisi 2008 yılında Ben 9 yaşındayım.) Vince Gilligan tarafından yaratılan ABD yapımı bir drama dizisidir.


Dizinin Konusu: 50 yaşında lisede kimya öğretmeni olarak çalışan Walter White, bir oto yıkamacıda ev ekonomisine daha fazla katkıda bulunmak için ek iş yapmakta kendi halinde biridir. Walter 50. yaş gününde akciğer kanseri olduğunu ve az bir yaşam süresi kaldığını öğrenir. Bu andan itibaren Walter White için artık hiçbir şey eskisi gibi değildir... Karakter değişiminin hastalıkla başlaması beni en çok etkileyen olaylardan bir tanesi çünkü diziyi izlerken, empati kurmaya çalışırken ben akciğer kanseri olsam nasıl olurdu olasılığını düşündüğümde tüylerim ürperiyordu.

Walter White değişti ve artık eskisi gibi sağlıklı değil, bundan mütevellit şöyle düşünerek:

 “Şimdiye dek, namusum ve şerefim ile dürüst bir insan olarak yaşadım ancak bu bana sadece kanserden başka bir şey getirmedi.” Aslında zaten dizinin temellerinden biri buydu.

Walter White karakterinin 1. sezonda değişimin temellerini ayrıntılı bir şekilde aktarıyorlar. Ve ailesinden polis olan Hank ile bir gün bir uyuşturucu baskınına gidiyor ve Hank ile aralarındaki muhabbetinde bu işe onu ittiğini, daha doğrusu zaten karakterimizin içinde bir yerlerde vardı bu ama alevlenmesinde çevresel faktörler yok değil...

Uyuşturucu baskınında eski bir öğrencisi (Jesse Pinkman) ile karşılaşması ile bu işin içine girmiş bulunmaktadır. Walter White’ın öncelikle temel amacı öldükten sonra ailesine para bırakmak ve onların rahat bir şekilde yaşam sürmelerini sağlamak.

Uyuşturucu satıcısı olduğunu öğrendiği öğrencisiyle bir araya gelir ve beraber metamfetamin (meth) üretmeye başlarlar. Kendisi kimya konusunda bir dahi, öğrencisi ise uyuşturucu satım piyasasında... Kısa süre içerisinde çok kaliteli ve saf metamfetamini piyasaya sürerler.

Walter White’ın ve Jesse Pinkman’ın hayatı bundan sonraki geleceği yaşanan olay örgüsüyle sadece kendileri değil, ailelerini ve beraberinde tanıdıkları ve tanımadıkları herkesin geleceği değişecektir...


Breaking bad, ABD’nin New Mexico eyaletinin Albuquerque şehrinde çekilmiştir. Dizinin adının anlamı ABD’nin güney eyaletlerinde konuşma dilinde “kıyameti koparmak” anlamına gelen bir deyimdir. Ve bu deyimin başkarakterin sembolü olduğunu diziyi izlerken bu serüvene şahit olduğunuzda anlıyorsunuz. (ve dizi isminin bu deyiminden kullanılması Vince Gilligan tarafından özellikle seçilmiş.) Dizi çekimleri sırasında geçen kimyasallar gerçek bir organik kimya pröfesörü danışmanlık etmiştir.

Dizi yer yer durağan olabiliyor ama 3. sezondan sonra çok sürükleyici, özellikle 5 sezon ozymandias 14. bölüm dizi tarihinde en yüksek puanı alan bölüm olarak bilinir ki gerçekten şahane bir bölüm.

Dizi jeneriğinde geçen C10 H15 N metamfetamin formülü 149. 24 ise metamfetamin molekül ağırlığıdır.

Dizi toplamda 5 sezon, 62 bölüm ve dizinin 62 bölüm olmasının sebebi ise periyodik tabloda 62. element Samarium elementidir. Samarium elementi ise kanser hastalarını tedavi etmekte kullanılmaktadır. (Çok etkilendim yine.)


Breaking Bad 2013 yılında tüm zamanların en yüksek reyting alan dizisi olarak Guinnes Rekorlar kitabına girmiştir.

İMDb: 9.5/10 suç, gerilim, dram.

Aldığı ödüller:16 primetime Emmy ,toplam 155 kazanma ve 247 adaylık

Oyuncular: BRAYN CRANSTON , AARON PAUL , ANNA GUNN, DEAN NORRİS, BOB ODENKİRK, JONATHAN BANKS, GİANCARLO ESPOSİTO ve daha niceleri..


W.W: "Bana uyuşturucu işinde mi, yoksa para işinde olduğu mu sordun. Hiçbiri, ben imparatorluk işindeyim."

Sevdiğim repliklerden biri bu replik, aslında diziyi anlatır ve özetler nitelikte kısmen. Güç zehirlenmesi aslında, bütün olay bu, kendini birilerine ispatlama çabası, güç, para ve gözünün hiçbir şey görememesi... Kibir de en büyük etken burada, önceden başaramadıklarını başarmaya başlayınca değişir miyiz? Güç iyi midir, kötü müdür? Fark edilmemek insanı nasıl etkiler? Amaca giden her yol mubah mıdır? Dizinin sorgulamamızı istedikleri bunlar diye düşünüyorum.

Uzun lafın kısası, kaliteli bir dizi izlediğim için çok mutluyum; çok şey öğrendim, böyle bir hayatı seçersek nasıl olur bunu görmüş oldum. Dizi ile ilgili son birkaç şey daha söyleyip bitireceğim.

Walter ve Jesse'nin dizide üretmiş oldukları mavi methler aslında mavi akide şekeriymiş.

Albuquerque’deki bir şeker dükkanı olan The Cand Lady‘den temin ediliyormuş.

Walter White dizide bir mahlas kullanıyor: HEİSENBERG.

HEİSENBERG nazilere çalışan bir fizikçi olmasıyla biliniyor, bilimin karanlık tarafında yerini alan bir bilim insanı... Bu da karakterimizin mahlas seçiminin ne kadar manidar olduğunu gösteriyor.

Elimden geldiğince izlediklerimi, irdelediklerimi kaba taslak size anlatmaya gayret ettim, umarım okurken keyif alırsınız, belki izlemeyenler diziye başlar, diziyi bilmeyenler böyle bir dizi olduğunu keşfeder ya da benim gibi erteleyenler bir an önce başlayıp bitirirler kim bilir...

Ve unutmayın ki bazen bir pantolon uçar ve hikaye o zaman başlar. Gökyüzüne bakmayı, izlemeyi ve okumayı ihmal etmeyiniz efenim...



sanat ile kalın.