Yüreğimin külleri döküldü
Süzüldü sonbaharın keskin rüzgarlarında
Ahmakça yağan İstanbul yağmurları deldi sırtımı
İyi yanı yükleri de aldı götürdü yağmurun kudreti
ama kederi en derinlerime süzdü
Kuru yapraklardan önce döküldüm ben bu bahar
Dayanıklı çıktı benden görevini tamamlayan yapraklar
Sobalar bile kurulmadı daha gecekondulara
Üşümedi sıcak tutacak bir kabanı bile olmayanlar
Ben donakaldım güneşin altında
İlk defa bisikletten düşen çocukların acısı dindi,
yaraları iyileşti bile
Benim yaram kabuk dahi bağlamadı daha
Çabucak düştüm, savaş başlamamıştı oysa
Çocuklar bisikletleriyle geçip gitti yanımdan gülerek
Burkuldu içim belli etmedim mümkün oldukça ama
dudağım düşmüştü bile, gördü herkes aylaklığımı
Kalktım neyse yine de yürüdüm, onu bile sanmışım
Meğerse hep sarmışım yerimde
Şimdi bir de toparlaması var ilkbahara,
uğraş dur bir daha yaşamaya
dört mevsim on iki ay yetmiyor ömrün harcını karmaya