Başlangıcı olan her şeyin bir de sonu vardı. Sonu olan şeylerin de başında ben ve benim gibilerin sarsıcı dik duruşları vardı. Biz sonlarla var olmuştuk. Varlığımız ise sonlara armağandı. Biz bu sokakların, çelimsiz bedenleriyle her şeyin üstesinden gelen, sokak ışıklarına tamah etmeyip sahne ışıklarına koşan, müşkülpesentliği yaşam biçimi olarak benimsemiş, saatli takvimler kullanan, pötikareli gömlekler giyen çocuklarıydık. Biz olmasak bu sokaklar var olmazdı. Bu sokaklar da bizlere minnettardı.