Kafam karışık. Bunca emek, gözyaşı boşa mı şimdi? Kıyamıyorum. Sana mı, yoksa onca güzel duygulara mı, bilmiyorum. 

Acı veren de bu. Seni unutmak, içimi o acıtıyor. Seni unutmak istemiyorum. Seni sevmek, hep daha çok sevmek istiyorum. 

Üzgünüm. Yapamıyorum. Ben seni unutamıyorum. Sana karşı olan tek bir duygum var artık: Kırılmışlık. Öyle bir kırdın ki beni, hayatımdaki ilk darbe değildi belki ama en acı vereniydi. İşte bu yüzden unutamam seni. Yalan söyleyemem, bunu beceremem Leyla. Hâlâ seni deli gibi seviyorum. Peki bu his ne? Gelmiyorsun aklıma artık her saniye. Ya da her sokak başında seni aramıyor gözlerim. Bu unutmak mı? Peki bu unutmaksa neden hala o şarkıda aklıma gelen sensin? Neden gözlerim uzun uzun dalıyor her dakika? İçimde öyle bir hüzün var ki. Kimseler bilmiyor. Hiçbir söz tercümanım olamıyor bu defa. Bu unutmak mı Leyla? 

Nasıl olabilir? Gözlerin, ellerin, dudakların ve saçların. Bana hissettirdiğin o binbir duygu. Hâlâ kalbimdesin. Bu unutmak mı Leyla? 

İçimde bir hüzün var. Çok mutsuzum. Sürekli gülümsüyorum, kahkahalar atıyorum. Hayır, yalan değil bu gülüşlerim, sadece aklıma geliyorsun ve ben bir ızdırap çekiyorum.

Bu unutmak mı Leyla? Asla! Ben seni bir ömür geçse unutamam Leyla. Anladım artık. Ben sadece yalnızlığın mahkumunda, sensizliğe alışıyorum.