'mechul isyan' güncel olana isyan, daha çok eleştiri şiiriydi. kıtlığın, yokluğun ve noksanlığın dünyasına... bubi'sanat, bu kıtlığın tam ortasında yeşeriyor bence. kast edilen edebi kıtlık tabii. birkaç gündür şöyle bir betimleme üzerine düşünüyorum. sarsıntılı, mide bulantısı dolu bir otobüs yolculuğu, kısa mesafe iki merkez. diyarbakır-cizre örneğin. temmuz ortası, cehennemin bir katından öbürüne yolculuk yapıyorsunuz. yanınızda yarım saattir yüksek desibel ağlayan bir çocuk, önünüzdeki adam leş kokuyor. içinizde orta doğu gerginliği...

mola veriliyor yarım saat sonra, ıssız bir petrolde. dışarda hissedilen 50 derece. lavaboya atıyorsunuz kendinizi, musluktan akan su buz gibi, utanmasanız çıkarıp duş alacaksınız öyle soğuk. dışarda yaprakları hafif hafif salınan bir ağacın serin gölgesinde tütün sarıyorsunuz, gözünüz kapanıyor, rüzgar ağacın yapraklarına yaptığını sizin yüzünüze yapıyor...

memleketi otobüse benzetiyorum, aynı keder, aynı sıcak, aynı çaresizlik... bubi'sanat, memleketin yanaştığı petrol... her bir eser, ağacın bir yaprağı... ve rüzgar, bizleriz. var olun.