Sanrılar, keskin kış ayazı, kazır uyanışları gerçeğin sırtından,                          Ardına bakmadan yürü diyor biri,            ardından bir anda dur,                                  Kızıl bir ufukla, nem kokusu tütmüş oda arasında,                                  Kirli suratlı bir çocuk ve ödlek bir metropol arasında,                                  Bir şeyle, ben arasında                          Ardına bakmadan yürü diyor birileri,           Ardından bir anda dur.                       Geçecek geçecek...                         Söylenen, yaman bir teselli ama                                Köşesiz iki duvar arasında yaşayanlar var,        Ağrıların ağrısızlığından söz et bana,          Ama vardır acılarının ceplerinde taş olmaksızın dünyanın derinliğine batanlar.                                             İşte uyandım,                               Bir kez daha uyursam, ilelebet uyanacağım dünyadan,                                  Ardına bakmadan yürü diyor biri,           Aklım karalanıyor,                           Tutmuyor dilim lehçesine.