Zodiac ismi sizlere 2007'de perdeye çıkan, yönetmenliğini David Fincher'ın yaptığı filmden tanıdık gelebilir. Filme hafifçe değinmek gerekirse oyuncu kadrosu, bitmeyen gerilimi ile sizi kendine bağlıyor. Gerçek hayattan alınan öyküsü ise insanı ister istemez araştırmaya yönlendiriyor. Daha önce izlememiş olanlara tavsiyem, yazımızı okumadan önce gidip bir göz atmanız olacaktır.


Zodiac kimdir? Zodiac, 1960 yıllarının sonunda Kaliforniya'da ortaya çıkmış bir seri katilin takma ismidir. Üzerine kitaplar yazılan; filmler, belgeseller çekilen Zodiac neden diğer seri katillerden farklıdır? Öncelikle, 2021 senesinde hâlâ Zodiac'ın kim olduğu kesin deliller ile bulunamamıştır. 1967 yılından itibaren devam eden cinayet davası hâlâ bir sonuca ulaşmamıştır. Zodiac'ın polisin radarına girişi 1968 senesinin aralık ayında, David Arthur Faraday ve Betty Lou Jensen isimli iki gencin cesetlerinin bulunması ile başladı. 17 ve 16 yaşlarında olan iki genç, Herman Gölü kıyısında kurşunlanmış halde bulundular. Kaliforniya polis teşkilatı bu cinayetin diğer cinayetlerden farklı olduğunu henüz anlamamıştı. Olaydan 7 ay sonra Darlene Ferrin ve Michael Mageau çifti park ettikleri araç içerisinde kurşunlanmış halde bulundu. Genç çiftten Ferrin hayatını kaybederken Mageau hayatta kalmayı başarabildi. Bu saldırıdan bir gün sonra polis teşkilatına bir telefon açıldı. Telefonun ucundaki kişi dünkü saldırı yapan kişi olduğunu ve 7 ay önce öldürülen çifti de kendisinin öldürdüğünü söylemekteydi. Böylece Kaliforniya polis teşkilatı bir seri katilin doğuşuna tanıklık etti.


Hayatta kalan Mageau, katilin yüzünü hatırladığını ve onun beyaz tenli, 25-30 yaşları arasında, 90 kilo veya üstünde, açık kahverengi bir saça ve 1.70 metrelik bir boya sahip olduğunu söyledi. Polisler araştırmalarına devam ederken yaklaşık bir ay sonra üç farklı gazete binasına aynı kişiden gönderilmiş üç adet mektup ulaştırıldı. Bu mektupların içlerinde belirli şekilde şifrelenmiş mesajlar bulunmaktaydı. Mektupları gönderen kişi bu metinlerin gazetelere basılmasını, aksi takdirde daha fazla insanın öleceğini yazmıştı. Polis teşkilatı bu şifreli metinlerin gazetelerde yer almasına izin vermişti.


Günler ilerledikçe şifreli mektuplar gelmeye devam etti. Bazı metinler halk tarafından, profesyonel kişilerden daha hızlı bir şekilde kırılıyordu. Bu durum polis teşkilatında şüphe uyandırsa da ellerinde bir kanıt yoktu. Zodiac mektuplarında öldürmeyi sevdiğini, bu dünyada öldürdüğü insanların kendisine hizmetkâr, köle olacaklarına inanmaktaydı. Bu inancı onun öldürmeye olan şehveti ve motivasyonunu güçlendirmekteydi.


Mektuplardan bir süre sonra, bir sabah erken saatlerde polis teşkilatına bir ihbar geldi. İhbarı yapan ile cinayeti işleyen aynı kişilerdi. Zodiac tekrardan polisler ile bir fare gibi oynamaya başlamıştı. Bryan Hartnell ve Cecelia Shepard isimli iki gencin uğradığı saldırı sonucunda iki genç çok ağır yaralanmıştı. Olay yerine gelen polisler, Shepard'ın bilincinin hâlâ yerinde olduğunu fark etti. Genç olayı şöyle tarif etti:

Göl kenarında uzanırken ağaçların arkasında bize bakan birisinin olduğunu fark ettik. O, ağacın arkasından çıkıp bize doğru gelmeye başladı. Onun kafasını kapatan bir maskesi ve göğsünde daire içerisinde çizilmiş haça benzeyen bir sembolü vardı. Elinde bıçağı, ipi ve silahı vardı. Bize yaklaşan adam, bazı suçlar işlediğini ve buralardan kaçmak için paraya ihtiyacı olduğunu söyledi. Hartnell onun gerçekten sadece bir hırsız olduğuna inanmış ve ona arabasının anahtarlarını vermişti. Katil cebinden çıkardığı ipi Shepard'a vererek arkadaşını bağlamasını istedi. Kendisi de elindeki ipi ile Shepard isimli genci bağladı. Ama sonrasında işler beklendiği gibi gitmedi. Katil elindeki bıçağı yerde yatan gençlerin sırtına defalarca saplamaya başladı. Sonrasında iki genci yoğun acı ile baş başa bırakarak arabanın yanına gitti. Arabanın kenarına şifreli bir mesaj bırakarak olay yerinden uzaklaştı. Bu saldırıdan sonra gençlerden Shepard hayatını kaybederken Hartnell yaşamına devam etti.


Tüm olup bitenlerden sonra araştırmalarına devam eden teşkilat hâlâ kesin bir sonuca ulaşmış değildi. Son cinayetin üzerinden çok kısa bir zaman sonra Paul Stine isimli bir taksi şoförü taksisinin içerisinde öldürüldü. Olaya tanık olan üç genç henüz katil olay yerindeyken hemen polisi arayıp haber verdi. Polis olay yerine geldiğinde katil uzaklaşmıştı fakat gençler katili net bir şekilde polislere tarif etti. Burada yaşanan bir aksiliktir ki polis telsizde anons geçerken gençlerin verdiği "beyaz tenli" tarifini Afro Amerikan olarak söyledi. Katil olay yerinden rahatça geçip giderken iki polisle yüz yüze geldiğini ve umursamadan geçtiğini de daha sonra yazacaktı. Bu polisler gördükleri yüzlerin birer robot resmini çizdirdiler. Bu resmi internet üzerinde aratarak bulabilirsiniz.


Zodiac bu cinayetten sonra mektuplarına ve tehditlerine devam etti. Bu tarihten sonra kesinleşen bir cinayeti olmasa da bir teşebbüsünün olduğunu mektuplarında itiraf etmiştir. Bir kadın ve çocuğunu arabasıyla öldürmeye götürürken kadın ve çocuğun arabadan atlayarak kaçtığını yazmıştır. Kesinleşen yedi cinayeti haricinde mektuplarında otuz kişiyi daha öldürdüğünü bildirmiştir.


Zodiac takma isimli bu katilin profiline uyan üç kişi vardır. Bunlardan ilk ele alacağımız isim Earl Van Best. Oğlu tarafından şikayet edilen isim, iki polisin çizdirdiği robot resim ile bire bir benzerlik göstermektedir. Oğlu, babasının vahşi bir yönünün olduğunu ve katilin o olduğuna emin olduğunu anlattığı bir kitap bile çıkardı. Fakat yetersiz delil nedeniyle babası bu suçlamalardan aklandı. İkinci şüphelimiz Lawrence A. Kane isimli bir polis memuru. Geçirdiği bir kaza sonucu kişilik bozukluğu yaşadığı ve hayata bakış açısının değiştiği düşünülmektedir. Zodiac'ın elinden kaçırdığı kadın ve bebeğini hatırlarsınız. İşte bu polis memurunu şüphelilerden birisi yapan da kadının kendini kaçıran kişi olarak Kane'i tarif etmesidir. Fakat yine yeterli delil ve kanıt olmamasıyla Kane suçlamalardan aklanmıştır. Gelelim üçüncü ve en güçlü şüpheliye: Arthur Leigh Allen. Arthur üç şüpheli arasından en çok düşünülen kişidir. Bunların başlıca sebeplerinden birisi, Zodiac cinayetleri üzerine uzun araştırmalar yapan ve adeta hayatını bu seri katile adayan dedektifin onu suçlamasıydı. Ayrıca Arthur daha önce bir cinayetin işlendiği yere cinayet saatlerinde gittiğini ailesine söylemişti. Eve dönen Arthur'un üstü başı kanlar içerisindeydi. Arabasında kanlı bir bıçak bulunan Arthur polis sorgusunda hiçbir şey söylemedi. Bu olaylardan sonra hâlâ yeterli bir kanıt bulamayan polise iki sene sonra Arthur'un bir arkadaşı itirafta bulunuyor. Henüz Zodiac ismi ortaya çıkmadan Arthur'un kendine Zodiac dediği ve Zodiac ile benimsediğimiz simgeye sahip bir kol saati taktığı da biliniyor. Bu olaylardan sonra polis, Arthur'un evini tekrardan aramaya gidiyor. Evinin buzdolabında çeşitli hayvan leşlerinin olduğunu görüyor. Daha sonrasında baş şüphelimiz Arthur başka bir suçtan dolayı üç sene boyunca cezaevinde kalıyor. İşin en garip olan tarafı ise bu üç senelik süre boyunca Zodiac takma isimli katilden hiçbir mektup gelmemesidir. Arthur hapisten çıktıktan sonra bir hapis arkadaşı, öldürülen taksici cinayetini kendisine itiraf ettiğini anlattı. Bunların haricinde Zodiac saldırısından sağ kurtulan Mageau, Arthur'un fotoğraflarını gördükten sonra ona saldıran kişinin bu kişi olduğunu belirtmiştir. Tüm bunları okuduğunuz zaman nasıl olur da Arthur hâlâ tutuklanmaz diyorsunuz. Fakat yine de delil yetersizliğinden Arthur serbest bırakılıyor. Gönderilen mektupların pullarındaki DNA, Arthur'un DNA'sı ile uyuşmuyor. Gönderilen mektuplardaki yazıların ise Arthur'un elinden çıkmadığı kesinleşiyor. Böyle tüm şüphelilerin çok kesin olabilecek delilleri fakat asla olmayacak delilleri nedeniyle asla net bir sonuca ulaşılamıyor. Arthur bir sene sonra kalp krizi sonucu hayatını kaybetmiştir.


Üzerinden yarım asır geçmesine rağmen hâlâ bazı mektuplar kesin olarak çözülebilmiş değildir. Hâlâ net olarak katilin kim olduğu sonucuna da ulaşılamamıştır. Bazı insanlar katilin başta tek bir kişi olduğunu fakat ünü arttıkça diğer insanların da Zodiac ismi ve simgesiyle cinayetler işleyip mektuplar gönderdiğini düşünmektedir. Zodiac'ın ünlendiği zamanlarda birçok kişinin polis merkezlerini arayıp Zodiac olduğunu itiraf ettiğini düşünürsek kulağa pek de imkânsız gelmiyor.




Yazar: Remzi Yıldırım