Burası Adana'nın Seyhan ilçesi. Türkiye'nin en büyük yaşam merkezlerinden birisi.
Adana, bildiğiniz gibi Türkiye'nin en verimli topraklarına sahip şehirlerin başında geliyor. Geçmişten bu yana insanlar tarım yaparak geçimini sağladı ve diğer şehirlere de bu ürünleri ihraç etti. Fakat gelişen endüstri ve artan nüfus ile beraber şehir karmaşık bir yapılanma içerisine girdi. Özellikle Adana gibi büyük şehirler müteahhit ve emlakçıların esiri oldu adeta.
İlkokulda bize Çukurova'nın bitki örtüsünün maki olduğu ve topraklarının çok verimli olduğu öğretilmişti. Şimdi görüyoruz ki bitki örtümüz beton olmuş. Yazları portakal bahçelerinden gelen serinlik yerine artan sıcaklıklarla yaşanmaz olmuş. Devleti yönetenleri suçlamak kolay fakat bu bir arz talep meselesi de değil midir aynı zamanda? Onlar yaptı bu binaları, bizler satın almadık mı? Geçmişte olduğu gibi şimdi de içimizden birinin çıkıp yüzyılların dahisi M. Kemal Atatürk gibi bize doğru yolu göstermesini mi bekleyeceğiz? Bunun inşallah, nasip, Allah kısmet ederse vb. söylemlerden hiçbir farkı yok. Biz bu betonlaşmaya dur demezsek güzelim memleketlerimiz ellerimizde yok olacak. Ciğerlerimize dolduracağımız oksijenimiz olmayacak.
Çocuklarımıza ihanet edeceğiz.