İçim soğusun diyordu Büşra, bilmiyordu ki anasının kaderini yaşayacak... Meçhul bir durumun içindeydi, her şeyi biliyordu fakat el veremiyordu. Ne uyuduğu uykuyu biliyordu ne yediği yemeği ne de ağzının tadını... Her şeyi oluruna bırakmıştı. Günler geçiyordu ama sormak lazımdı, nasıl geçiyor? Ağzında hep buruk bir gülümseme, içinde hep bir huzursuzluk ve bir yandan da aile özlemi, sofraya oturduğunda iştahsız yiyordu yemeğini, bazı günler yemek yemeyi unutuyordu. En kötüsü de hep kendini unutuyordu. Hayatını, kendini hep erteliyordu; bilmiyordu ki bu ertelemenin sonu yok.