Bir kaplumbağa olmalıydım, dedim

Çıktığı her yolda evini taşıyan


Bunu duydu ve sıktı yumruklarını

Çatıldı kaşları, sivrildi dudakları

Delmek üzere ilkelerimi doldurduğum torbayı

Parmakları tombul ve kısa 

Bir o kadar da ince ve uzun

Yakaladı bileğimi ve kovalamaca başladı


Adımlarım ebelemeye çalışırken onunkileri

Enseme batıyor evimin çatısı

Belimi büküyor dizi dizi tuğlalar

Ve ayaklarıma evimin perdeleri dolanıyor 

Koşarken

Saçları yüzümü gıdıklıyor ama gülemiyorum

Bukleleri katran gibi, bir gür girdap

Bir o kadar da seyrek, tüy misali parlak


Evimin yaraladığı sırtım dökülürken parça parça

Evimi bir ağacın altına bırakıverdim

Artık omuzlarım özgürdü ama

Kaburgalarımın tek tek çatladığını hissettim

Evim kirlendi ve suya battı tüm dünyam

Bulandı renkler

Damladı ayaklarıma

Ben yine de koşmaya devam ettim


İşte o an çevirdi kafasını

Ve ilk defa gördüm gözlerini

Belli belirsiz bir çizgi

Bir o kadar da köşeli bir yuvarlak?

Ellerim aniden ısındı 

Hep avucumdaydı evimin anahtarı 


Eğer hala çok istiyorsan

Bir kaplumbağa olabilirsin, dedi

Çıktığı her yolu evine taşıyan