Daha buzun üzerinde durmakta zorlanırken buz dansçılarını görüp hayret etmemek mümkün değil. O kadar doğallar ki sanki buz pateni, dans etmek için var olmuş gibi görünüyor. Fakat aslında gösteriler ve yarışmalardan önce buz pateni bir ulaşım yöntemiydi. Milattan önce 1800’lü yıllarda, İskandinavya bölgesinde at veya inek kemiği ile yapılan patenler kullanılırdı. Bu sayede bölgedeki birçok dere ve kanaldan kolayca geçebiliyorlardı. Günümüzün metal bıçaklı patenlerinin aksine, düz ve kaygan bir kemikle yapılırdı. Bu sebeple insanlar kayarken bacaklarını kullanamazlar, onun yerine bir sopa ile kendilerini iterlerdi. Bu durum sağa veya sola dönüşleri zor hale getiriyordu. Dönebilmek için durup kendilerini istedikleri yöne doğru ittirmeleri gerekiyordu. Dönüşlerdeki zorluğu haricinde oldukça rahat kayılıyordu. Dayanıklılığının yanı sıra, kemikler yağ barındırdığı için kaymak için en iyi malzemelerden biri kemikti.


13. yüzyılda kemikten patenler, altına demir bıçak tutturulmuş bir tahtadan yapılan patenlere dönüştü. Bu sayede daha özgürce hareket edebilir hale geldiler ve ilerlemek için sopaları bırakıp bacaklarını kullanabilir hale geldiler. Buzun üzerinde eskisi kadar pürüzsüzce kayamamalarına rağmen 14. yüzyıla gelindiğinde Hollanda gibi yerlerde demir bıçaklı paten kullanılıyordu. 15. yüzyılda patenin parmak ucuna bıçaktan bir kıvrım eklendi. Federico Formenti’ye göre bunun birkaç sebebi var. Kemikten yapılan patenlerde kemiğin doğal bir kıvrımı olması ve bu kıvrımın patenin buza sıkışmamasını sağlaması bu yeniliğin sebeplerinden biridir. Bir diğer sebep ise estetik durması ve muhtemelen o dönem bir moda akımı olması.


Patenlerin ulaşım aracı olarak kullanılması 18. yüzyıla kadar devam etti. Fakat 13. yüzyılda başlayıp 19. yüzyıla kadar devam eden Küçük Buz Çağı, özellikle soğuk bir kış dönemine sebep oldu. Bu çağ, kış dönemi Ice-Travaganza etkinliğinin başlamasına ve popüler olmasına sebep oldu. Bu aktivite ve kullanılan ekipmanlar zamanla özelleşti. 19. yüzyılın sonlarına doğru, Amerikan balet Jackson Haines tekniklerini buz dansına uyarladı. Haines, artistik buz pateninin babası sayılmaktadır. 20. yüzyıla gelindiğinde patenler oldukça gelişti ve patenlere toe pick (bıçağın ön kısmındaki parmak ucu denilen tırtıklı kısım kişinin zıplarken kendini itebilmesini sağlar) eklendi. Aynı zamanda paten üreticileri, bıçakları hız ve taşıma bakımından iyileştirebilmek için olabildiğince uzun ve ince yapmaya başladı. Bu gelişmelerden sonra patenler bildiğimiz şekline dönüşmeye başladı. Bıçaklar 13. yüzyılın patenlerinin bıçaklarının iki katı büyüklüğüne geldi ama teknoloji sayesinde yeterince hafif ve kullanışlı oldu. Formenti’nin 2007’deki bir çalışmasında dediğine göre, günümüz patencileri atalarından 4 kat daha hızlı hareket edebiliyor. 2007’den bu yana bu sayı arttı ve muhtemelen gelecekte de artmaya devam edecek.



Kaynak: https://www.sciencefriday.com/articles/history-ice-skates/




Yazar: İrem Ehlidil