Gördüğüm bir başka güzeldi.
Güneşin yaktığı buğday teni kumsal gibi...
Begonvillerin huzurunda tek bir kare aydınlandı
Gözümden yansıyan o büyülü çerçeveden.
Kaldırım taşları arasında yer etmiş papatyalar,
En güzel anlara ortaktı.
Zaman hep çabuk hep çok hızlı.
İçimde bir zehir kötülükten değil
Güzelliğin bozulma kaygısındandı.
Ben şimdi benden hallice keyfimle biraz umursamazdım.
Yenilgilerimi suda boğarken sen beni kuma gömen hırçın bir dalgaydın.
Doğanın verdiği cevaptı tesadüf sandığım şeyler.
Kendimi doğaya bırakır yine de ondan çekinirdim.
Teslim olmak istedim gün doğumunda suyun serinliğine,
Ruhun ateşi maziden kalmaydı.
Kurumuş, kopartılmış yara bir daha sızlamazdı, izi kalırdı.