İki ucunu açmışsın kalemin,

Şevkle.

Elini öyle bir çırpmışsın ki

Sanki tüm dünyayı silkeleyecek

Çatıları bulutlarla kavuşturacak gücün.


Ama henüz bilmiyorsun ki

Kaç kağıda denk düştüğünü bu yaşamak sancısının

Ve güllerin saltanatını 

ömrünü kurutan.

Bunlara vakıf değilsin 



Şimdi nasıl anlatayım sana

Kuş sürüleri aklımda bir lekeyken

Düğüm düğüm renklerin ortasında

Belki ortasına bile gelememişken adımların

Devinimlerin içinde küçük bir kıpırtı olduğun yasasını

Sana nasıl kanıtlayayım


En fazla oturduğun koltuğa ne çok yabancısın

Sağ yanının ağrısı kendi başına

Kendi yırtılışının ortalık bir yerinde

Düşmeyen bir kanın var ki

Ne çok benziyor babandan gizlendiğin odaya

Kapı kolundan sarkıyor bazen nefesin


Tutsak edip çığlığını çekmecelere

Küfende hangi sesin sırtına batışını gözlüyorsun

Halı desenleriyle baktığın şu dünyada

Bir yerlerden tanıdıksınız cam çiçekleriyle.

Memleketinizde kan sesleri.