1973 yılında çekilen 'Canım Kardeşim' filmi, o dönemin Türkiye'sini en iyi anlatan Yeşilçam filmlerinden. İzmir ve İstanbul Çevresinde çekilen film dönemin dram film kategorisinde yerini almaktadır. Başrolleri, Kahraman Kıral, Tarık Akan ve Halit Akçatepe'dir. 


Harp sırasında düşman tarafından toprakları tahrip edilen insanlar vatanları bildikleri Türkiye'ye göç edip kentlerde yer edinebilmek adına gecekondulaşmaya neden olmuşlardır. Her şeylerini kaybeden insanlar göçten sonra fakirlikle tanışır ve günlerini geçirebilmek adına ufak tefek işler yaparlar. İnsanlar yerleştikleri gecekonduların odalarına bile kiracı alarak, kanlarını ihtiyaç sahiplerine satarak günlerini geçirir.


Bu esnada filmimizin başkahramanı olan Kahraman'ın annesi ölmüş, babası ve abisiyle yaşayan, okuluna giden bir çocuktur. Gecekonduda yaşarlarken, sigaradan çıkan yangın nedeniyle babasını kaybeder. Ağabeyi Murat ve onun en yakın arkadaşı Halit ile birlikte yaşamaya başlayan Kahraman, hayatına kaldığı yerden devam eder. Daha çok ufak, ilkokul öğrencisidir. Babasının cenazesi için üçüncü sınıf bir tören için bile en sevdiği eşeği olan Abdullah'ı satmak zorunda kaldıkları için çok üzgündür.


Bir gün ağabeyi Murat'ı, Kahraman'ın okulundan çağırırlar ve öğretmeni ile görüşmesi gerekir. Vücudunda izler olan ve sürekli kaşınan Kahraman'dan öğretmeni şikayetçidir ve uyuz olmasından şüphelenir. Okula temiz gelmesini, derslerine yönelmesini isteyen öğretmeni, ağabeyi Murat'dan onu doktora götürmesini rica eder.


Doktor kontrolünden sonra hiçbir şeyi yok sanılan Kahraman'ın kan kanseri olduğu anlaşılır. Filmin asıl anlatmak istediği de bu sahneden sonra başlar. Sağlık yönündeki eleştirisi, kanser ve fakir bir çocuğun kalan son 2-3 ayı bize o dönemin Türkiye'si, hatta İstanbul'unu anlatmak ister.


Tedavisi yurtdışında olan bir hastalığa fakirlik ve o dönemin şartlarının imkansız oluşundan dolayı ulaşamayan küçük Kahraman, o dönemin en büyük sağlık sorununa işaret eder. Çünkü o zamanın şartlarında ve mekanın sağladığı durumlardan dolayı Kahraman'ın derdi devasız hale gelir ve finalinde gözyaşlarımızı tutamadığımız o sahne gelir, Kahraman'ımızın ölüm sahnesidir. 


Filmdeki problematik aslında o dönemin insanlarının temel haklara erişimindeki yetersizliğini gözler önüne sermektir. Çok istediği televizyonu alacak paraları olmayınca bir dükkandan çalma eylemine girişen ağabeyi ve arkadaşı, televizyonu evde kuruyorlar ve açmayı başarıyorlar. Ama küçük Kahraman bunu göremeden vefat ediyor.


Acı son ile biten filmde dönemin şartları bizlere de çok şey anlatmaktadır. Ekonomik olarak o dönemde Türkiye'nin durumu kötüdür. İnsanların işçi olarak Almanya'ya kaçmaları ve para için kanlarını satmaları bunlara örnek verilebilir. Sağlığa erişimin olmaması ve herkese eşit davranılmaması da sorunlardan biridir. 


Sosyolojik perspektifte incelediğimizde, 1973 yılı yapımı 'Canım Kardeşim' filmi, temel şartlardaki eşitsizliği, kentleşmenin gecekondulaşma ile birlikte düzenli takibinin yapılmamasını fakirliğe yol açmasını, fakirliğin kurtuluşu olarak insanların Almanya'ya işçi olarak göç etmek isteyerek ülkelerini terk etmelerini, sağlık gibi herkesin eşit şartlarda yararlanması gerektiği ve insan için çok değerli olan bu kurumun o dönemlerde herkese eşit şartlarda olmaması bir yana tedavilere ulaşımın ülke içerisinde değil de yurtdışında olması bile çok büyük bir sorundur. Bu film sosyolojik açıdan 70'li yılları anlamamız için güzel bir örnek teşkil etmektedir.