Birini bir daha affedemeyeceğini anladığın anda, o insanla mücadelen bitermiş. Bunu biraz geç anladım. Belki de hâlâ anlayamamış da olabilirim. Ya ben senin kalbine hiç mi dokunamadım. Hiç mi bir şey kıpırdamadı. Ne sevmeyi bildin, ne sevilmeyi bildin, ne de savaşmayı bildin hayatımda kalmak için. Kendime çok üzülüyorum. Hiç istediğim gibi olmadı. Ya cidden ama herkesin, her şeyi ne kadar kolay oluyor. Bana gelince çıkmaz sokaklar, dağlar, taşlar, yokuşlar, depremler, yangınlar, tsunamiler, kasırgalar, hortumlar, fırtınalar… Neyi yanlış yapıyorum anlamıyorum.
Bana iyi gelecek şeyler birden olmayıveriyor. Ben kabul etmek zorunda kaldım artık bu durumu.
Benim bu ruhumun, fakat zavallı bu ruhumun baharı hiçbir zaman gelmiyor. Bazı şeyleri yaşamak zormuş, ama yaşatmak imkansızmış. Benden bir şeylerin gideceğini biliyodum ama bu kadarını beklemiyordum. Kaybeden gençliğim, hayatım, akıl sağlığım, güven duygum oldu. Emeği geçen herkesin Allah belasını versin. Umarım zaman sana hayatın boyunca yanında olmasına ihtiyaç duyacağın kişiyi geçmişinde nasıl yok ettiğini gösterir. Biraz olsun kafana dank eder belki. Beni senden vazgeçmek zorunda bıraktın, bunun affı yok. Hiçbir şekilde affı yok. Ama yine de ben senin için kötü bi şey dilemiyorum. Sen zaten hayatına giren her güzel şeyi kendi ellerinle mahvedersin. Benim kafanın yarısı perişan halde, diğer yarısı çoktan beni terk etti zaten.