hiçbir şey yapmamak canınızı sıkıyor mu? ya da şöyle söyleyeyim: "yapamamak." bazen bir şey yapmanız gerekir veya yapmak istersiniz ama yapamazsınız, elleriniz kollarınız bağlıdır. biriyle olmak istersin ama o başkasına aşıktır, yapacak bir şeyin yoktur, sevdiğin uzaktadır, ona dokunmak istersin; koklamak, sarılmak, öpmek istersin ama arada mesafe vardır, yapamazsın. hayatını yaşamak istersin ama hayat şartları ve ailen buna müsaade etmez, yapamazsın. kısaca çaresizlik... hiçbir şey yapamamak; ellerin, kolların bağlı olması... ne denir başka, aklıma gelmiyor ki işim edebiyat değil. her neyse. siz hiç sevdiğiniz biri öldüğünde bir şey yapabildiniz mi? ölüm en büyük çaresizliktir. keşke zamanı geriye alsak, onun önüne geçsek deriz. yapamayız. ben sevdiğim bir insanın cenazesine bile gidemedim. gitmek istedim, yapamadım. çaresizdim. sadece olduğum yerde durdum. günlerce, aylarca düşündüm, düşünüyorum. şimdi de tüm gün evde 180 derece yatan, fiziksel sorunları olan, psikolojik sorunları olan bir insanım. hayatımı değiştirmek istiyorum ama yapamıyorum. bir de deneyince olmadığı zaman insan daha bir şey oluyor. siz siz olun, çaresiz olmamaya özellikle dikkat edin. aksi halde kafası kesik tavuk gibi bir oraya bir buraya koşarsınız. dağılırsınız ve toplayamazsınız. sadece bir ölüm beni her şeyden kurtarabilir. beni alır götürür; acılarım, yaşanmışlıklarım burada kalır. vesselam.