Uzun bir zamandan sonra yeniden sahalara döndüm. Merhabalaar!

Evet, birkaç haftadır Castlevania'yı bitirip yorumlamayı düşünüyordum ki bir gece yarısı bitince, uykum gelmeyince ben de bu fırsatı değerlendirmek istedim.

Anime dizisine gelince: Bu anime dizimiz "Kanomi" adlı Japon oyunundan esinlenmiş ve sonuç bu olmuş. Dizi başlarda çok iyinin çok iyisi derecesinde ilerliyor; 1400'lü zamandaki Avrupa'daki ortaçağın cehaletini, nefretini, boşluğunu anlatıyor - ki bence birinci sezon gayet iyi.- Fakat sonraki sezonlarda bunu söylemek mümkün değil, konu dağılmakla kalmıyor farklı karakterlerden farklı hikayeler dinlemek dışında, felsefik boş argümanlarla birlikte konuya anlamayı geciktiren durumlarla karşılaşıyorsunuz diyebilirim. Bu animede Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam'ın sembol sözlerini görmekle birlikte altı boş argümanlarla karşılaşmak da mümkün. Eklektik yaklaşımla ele alınmış fakat belli bir sonuç maalesef yok. Keza vurma, kırma, şiddet, cinsel içerikli çizimlerde fazla ayrıntı varken diğer sahnelerde karakterler fazla buz, fazla mimiksiz. Karakterlerin mimiklerine fazla yer verilmemesi, noksan olması bence izleyicinin diziyi takip etmesini zorlaştırmış, keza benim için dizinin etkisi bu yönde. Ne kadar övseler de ben tam övülecek bir şey bulamadım. Masal ne ile bitiyorsa anime de o yönde bitmiş. Sürpriz şekilde bitti, güzel bitti lakin fikir yok yani izleyiciyi etkileyecek bir argüman yok. Bir oyunda verilen his anime dizisine aktarılmış, bir fark var orada size yer yok. İngilizce dilini geliştirmek isteyenler bence bu animeyi izleyebilir yani tavsiyem bu yönde, dil olarak kulak aşinalığı açısından istifade edilecek bir anime. Bol kan, şiddet, efendime söyleyeyim, her gübreden bir kötü konu arıyorsanız buyurun gelin derim. Ama benim gibi felsefik mesaj yahut ana fikir arıyorsanız on üzerinden 4 puan vererek diziyi izlememenizi tavsiye ediyorum.

Diyeceklerim bu kadar. Hoş kalın, sevgiyle kalın. :)