bu geceler hep öylesine. öylesine çatısız. buna rağmen havasız. hiçbir ev yuvaya benzemiyor mera. gürültüsüz kıyametler koparıyorum içinde sevdiklerimin tebessümü olan.

tebessüm edilerek kovuluyorum çatısız yuvalardan, pervasız kapılardan.

biliyor musun, gözlerinde görüyorum fazlalıklarımı. kendi içimde hissediyorum bavulumun ağırlığını. dinlemek istercesine takınılan tavır neşemi elime aldığımda sağır oluyor mera. adım attığım her çatı cehenneme dönüşüyor. onları koru, diyorum kendime.

kendinden, aitsizliğinden, yükünden.

kaçıyorum sonra yalanlardan, anneme sesleniyorum kilometrelerce uzaktan. neden anne? neden çantam benim ben ise sizin yükünüzüm sürekli?

55 kiloyum anne. hiçbir yere sığamıyorum.


çiçekli tabaklarını kıskanıyorum. ocağında pişen yoğurt çorbasını. biliyor musun? onların da var renkli tabakları. yerini yurdunu bilmediğim sebzelerini arıyorum senin mutfağında.

çürük elmalar bulup üzülüyorum. sen eskiden kurabiyeler yapardın. nelerden vazgeçtin böyle? çiçeklerin hâlâ çok güzel. evinin en güzel köşesinde.

ben? bir büfede oturuyorum şimdi. soğuk çay içiyorum sağlıksız bir tostla. saat 07.00. senin çiçeklerine güneş vuruyor şimdi.


kafamda anahtarlar şıngırdıyor. rengarenk anahtarlıklar. telaşla açılan, aşkla kapanan kapılar. mutsuz açılan, sertçe kapanan kapılar.

bir koltuğa her an kalkacakmış gibi oturmanın sancısıyla yüzleşiyorum. lavabonun yerini öğreniyorum, su alabilir miyim? bilmiyorum.

bazı geceler ateşim çıkıyor. içimden şarkılar mırıldanıyorum. soğuk soğuk terler döküyorum. soğuk soğuk.


soğuk.

üşüyorum.

çok üşüyorum.


muhtaçlık, hissediyorlar.

bunu muhtaçlık zannediyorlar. zaman zaman bana akıl da veriyorlar. gülümsüyorum. 30 kiloyken de geceleri şarkı mırıldandığımı söylemiyorum.

ben birkaç anahtarlık istiyorum, mera.

seninle benim baş harflerimiz asılsın gürültüsünde.

kim çalarsa kapıyı bir tane de ona verelim.

çorbalar pişirelim. gece kalkıp ateşine de bakalım hatta.

bardakları kırsınlar, renkli tabaklarımı. bir tane de ben kırayım sonra. cam kırıklarını kahkahalarla temizleyeyim. "aman!" diyeyim. aman. ayağına batmasın.

kırıklar, hiçbir yere, batmasın.

kimse bize muhtaç değil mera. biz de değiliz, biliyorsun.

kimseyi kapalı kapılar ardında aitsizlik sancısıyla boğuşturmayalım.

aşkla açtığım kapıları mutsuz da kapatabilirim. elektrikler gider ve duvarlara toslayarak mum arayabilirim. karanlıkta uzandığım halıda uyuyakalabilirim. perdemi sonuna kadar açıp dans edebilirim.

nefes almak için o büfeye gitmek yerine camımı açabilirim mera. nefes alabilirim.

nefes, alabilirim.

nefes.

boğuluyorum.