Cehennemin kapı deliğinden seyrediyorum seni!

Seni ve senden yana ne varsa,

Şu derimi kavuran ateşin içinden seyrediyorum.


Cennetten kim seyreder cehennemi?

Bir an oldu ki, cenneti sıçrattı güzelliğin cehennemime.


Bir an oldu ki, şu zifiri karanlığa gözlerin değdi de,

Işıklar bulaştı, yorgun zihnime.


Anlar anı,günler günleri, zaman kendinden öteyi,

Kovalayıp dururken,

Bir durak gibi kalıp dinlendik sende.


Hani rüyalarımda,

Kırlardan geçer trenler,

Gemiler ne varsa güzellikten yana,

Orada yüzerdi ya,

Hani şu gökyüzü, gök yüzünde seyrederdi,

Ne varsa şu hayallerde güzellikten yana,

Hepsi senden, senin güzelliğindendi hepsi.


Gemileri ben batırdım,

Kırlar yangın yeri, ne bir çiçek var ne bir çimen,

Gökyüzünü, yüzün olmadan seyrederim,

İşte ne varsa şu kötülükten yana,

Ben, insan olan benim kötülüğümden çıktı.


Şimdi ise,

Canıma bilenmiş canım,

Etime diş geçirmiş ağzım,

Ne varsa senden olan,

Benden yana pişmanlığım.


Cehennemin kapı deliğinden seyrediyorum seni!

Ha cenneti,ha seni!

Şu katı yangın duvarlar,

Geçirir mi feryadı kendinden?

Duyar mısın cennetinden tanrının?

Duysan geçirir mi feryadım seni cennetinden?