Her yanımda şantiyeler kuruldu.
Önce,
Kalbimin inşası için ihaleler yaptım
Plansız.
Sonra,
Yeniden sevebilmek adına şarkılar yazdım
Bestesiz, fersiz.
Yüklenici firmalar kalp krizlerimi mücbir sebep sayıp,
Bedenimin dayanıksızlığından sebep çekildiler.
Dağınık, sıvasız, ıssız kaldım.
Balıkçıların ağlarına
Takıldığım kadar yaşıyordum.
Derimin yüzüldüğü kadar insandım.
Meşin yuvarlağın ağlarla buluşması,
Bir zencinin bilek hareketleri,
O çok zengin insanların
O çok şen kahkahaları da yaşatıyordu beni.
Yalan yok,
Bir Japon kadınının gözleri
Pastoral estetiğin en güzel örneğiydi.
Sonra ışıklar kapandı birden
Ay çekildi denizden.
Benim hiç plağım olmadı
Ve hiçbir zaman sevmedim zamanı.
Güçsüzdüm, yılgın, bıkkın.
Önce yüzüm sonra sesim eskidi
Bakışlarım donuklaştı yeniden
Bir şair arkadaşım vardı
“Çember tamamlandı” sahiden.
İşte gülüm...
Geometrik bir şekil değilken çember
Güzeldir gül oyalı şarkılarda.
Ama ben,
Basit şiirler yazıyorum sen olmayınca
Basit yemekler yapıyorum akşamları
Ve zorlaşmasın diye vedalar
Sallama çayla idare ediyorum.
Yine sigara içiyorum;
Akciğerlerin canı cehenneme
Ben esasında ellerime üzülüyorum.
Hasan Hüseyin Erol
2021-06-29T00:18:44+03:00Teşekkür ederim Muhammed bey değerli yorumunuz için. Dikkate alacağım daha iyileri için:)
Muhammed Dalpalta
2021-06-28T05:52:49+03:00Şiirin son iki bölümüne gelene kadar çok iyi ilerliyor diye düşünüyordum. Ahenk ve bağdaştırma bakımından daha zayıf olduğunu düşünüyorum son iki bölümün. Üzerinde çalışılırsa çok iyi bir eserin ortaya çıkacağına eminim. Kaleminize sağlık.