Yalan söyledim.

Mutsuzluğumu yerken, umutsuzluğumu içiyorum,

Yuttum acıyı, her lokmada biraz daha kayboldum.

Gülecek bir şey bulamıyorum artık,

Çocuklar ölüyor.

Çocuklar ölüyor,

Kadınlar susuyor.

Kadınlar ölüyor,

Sokaklar sessiz, sokaklar kanlı.

Bir zamanlar değiştireceğimize çok inandım,

Ellerimle tutabileceğimi sandım geleceği.

Ama ölene kadar onlar da eminlerdi,

Gözlerinde bir umut vardı,

O umut şimdi toprağa karıştı,

Çiçekler bile açmıyor mezarların üstünde.

Hiçbir şey yapmak istemiyorum artık,

Ne öğrenmek, ne anlamak, ne tatmak.

Her şey tatsız, her şey gri.

Bomboş bu dünya, renkler silindi,

Aklıma geldikçe çıldırıyorum,

Tanrı'ların bombaları gökten yağıyor,

Eski vaatler saldıyorlar,

Bayrak fetişiyle coşan caniler,

Kan besliyor inançlarını,

Ve biz de sadece bakıyoruz.

Ben de seyirciyim, devrimciler de,

Öğretmenler, imamlar, gazeteciler de, herkes seyirci.

Suskunuz.

Utanç içindeyim, kendimden ve türümden,

Biz berbat haldeyiz.

Çocukların hayalleri toprağa düşerken,

Başka halkların çocukları ölürken,

Başka kadınlar vurulurken,

Sadece bakıyoruz,

Duyarsızız.

Yalan söyledim.

Hiçbir şey yemedim bugün,

Bütün gün kustum,

İçimde biriken öfkeyi, çaresizliği,

Nasıl iyi olunur bilmiyorum artık,

Hiçbir şey bilmiyorum,

Anlam veremiyorum bu ölüme, bu suskunluğa.

Bildiri dağıtmaktan sıkıldım,

Slogan atmaktan bıktım.

Kelime kalmadı dilimde,

Tüm heceler anlamını yitirdi.

Sokaklarda yankılanan sesler,

Birer boş yankı,

Kalbim bir mezarlık artık.

Oraya hepimizi gömdüm,

Anılarımızı, hayallerimizi, umutlarımızı,

Ve unutmak istiyorum.

Bombalar patlıyor uzakta,

Ama yankısı burada, içimde.

Birileri savaşıyor hâlâ,

Ama biz izliyoruz sadece.

Kimin için savaşıyorlar?

Ne için ölüyor çocuklar?

Kim için susuyor adamlar?

Kimse bilmiyor,

Çünkü kimse dinlemiyor artık.

Yalan söyledim, dedim ki: "Bir gün değişecek her şey."

Ama hiçbir şey değişmiyor.

Kendimi de, herkesi de kandırdım.

Dün de aynıydı,

Bugün de aynı,

Yarın da öyle olacak.

Ve biz sadece seyirci kalacağız,

Tıpkı bugünkü gibi.

Öğretmenler susacak,

İmamlar dua edecek,

Devrimciler unutacak ne için savaştıklarını.

Ve biz hepimiz bakacağız,

Gözlerimizde bir boşlukla,

Kalplerimizde bir mezarlıkla.

Başka halkların çocukları ölürken,

Başka kadınlar vurulurken,

Sadece seyirciyiz,

Duyarsızız.

Kendimden utanıyorum,

Çünkü insanlığım yok artık,

Sadece bir seyirciyim.

Kusmaya devam ediyorum,

Gerçekler midemde bir düğüm,

Çözülmeyen bir yumak gibi,

Düğümlenmiş boğazımda.

Tanrı'ların sesini kullanıyor caniler,

Kutsal vaatleri Truva atı.

Bayraklar rüzgârda dalgalanıyor,

Ama neyin uğruna, bilmiyorum.

Sadece boş bir rüzgâr,

Sadece boş bir hayat.

Yalan söyledim,

Dedim ki: "Bir gün iyi olacağız."

Ama bilmiyorum nasıl iyi olunur,

Kimse bilmiyor.

Çünkü hepimiz kaybolduk,

Bu mezarlıkta,

Bir anıdan ibaretiz.

Yorgunuz, yılmışız.

Bir zamanlar cesurduk belki,

Ama şimdi sadece suskunuz.

Bir mezarlıkta yaşıyoruz,

Kalplerimizde gömdüğümüz umutlarla.

Gözlerimiz açık ama görmüyoruz,

Çocuklar ölüyor.

Kadınlar ve adamlar susuyor.

Biz sadece izliyoruz.

Çünkü artık başka bir şey bilmiyoruz.