9 şubat sabahında sevdiğim adamın kollarında ölü bulundum.

ölümüm birden olacaktı ben de biliyordum en az attila ilhan kadar.

sevdiğim adam hiç ölmem sandı. ben bin kere öldüm ve bin bir kere doğdum yeniden.

yanılgıların da ötesinde bir ölüm oldu bu.

çok sevmekten öldüm. insan nasıl ölür sevmekten?

9 şubat sabahında sevdiğim adamın kollarında ölü bulundum. estim gürledim, ölü bedenim tüm solgun zarafetiyle uzandığı yerden bana baktı. gözlerim açık ölmüşüm, eksik ölmüşüm! eksilte eksilte, aşk öldürmüş beni. anlamamışım nereden gelmiş, nereye gitmişim, ben bile fark etmemişim; ölü bulundum.

9 şubat sabahında sevdiğim adamın kollarında ölü bulundum. sevdiğim adam ağzını açıp tek bir şey söylememiş, sesini duymadan ölmüşüm. ne acı ölüm, aşk beni kahır kuyularına atmış, yusuf bile çıkmış kuyudan ama ben ölü bulunmuşum. ne yazık sevgilim, son sigaram ters çevrili seni bekliyor. çıkamadığım kuyunun başında içilmeyi bekliyor. aman diyeyim sevgilim, aman mezarımın başında içme son sigaramı, hiç değilse mezarıma basma külünü, ateşini.

9 şubat sabahında sevdiğim adamın kollarında ölü bulundum. gözüm açık, ağzım kapalı, üstüm başım toz. savaştan çıkmışım çok belli ama bak ne zırhım var ne silahım, gafil avlanmışım sevgilim. kanlarımla yere yine senin adını yazmışım. katilimin adını, haykırmamışım da yazmışım. kanla.

ne kadar acı sevgilim, kan damarlarımdayken daha çok işe yarar sanırdım. aktığı zaman anlam kazanmış ama çok pahalıya mâl olmuş.

9 şubat sabahında sevdiğim adamın kollarında ölü bulundum, dilerim bir önceki gece seni sevdiğimi söylemişimdir, hatırlamıyorum. savaşmışım, sevişmemişim. ölür mü insan sevişmekten? en büyük yanlışı burada yapmışız sevgilim, öleceğimi bile bile savaşmış, geri dönmeyeceğimi bile bile sevişmekten caymışız. ah sevgilim, ne çok şeyi es geçmişiz, ne çok yoldan geçmişiz, ne çok sözlerden dönmüşüz. estiğimiz yerde, geçtiğimiz yolda, döndüğümüz sözde öldüm sevgilim, neredesin? kiminle savaşıyoruz? düşman kim? elimi tutmaktan vazgeçme sakın, bu beden ölü bile olsa ellerini arar. düşman sen misin yoksa sevgilim?

9 şubat sabahında sevdiğim adamın kollarında ölü bulundum, adını sayıklarken kanların, tozların arasında hıçkırıklarıma uyandım. esir düşmüşüm savaşta, var olmanın savaşı bu, yok olmuşum. senin savaşın sevgilim bu, iyi bak. savaşın öldürmüş beni, seni severken ölmüşüm. adını yerlere yazmış, gözüm açık ölmüşüm.

hadi sevgilim, derin bir nefes al ve baştan doğsun bu kadın. her gece öldürüp sabahına dirilttiğin bu kadın son nefesini kollarında vermiş, ilk nefesini senden alsın. gece olup da uyandığında ilk söylediği isim seninki olsun, katil benim desin ama sen duyma. kimseler bilmesin her gece baştan doğduğumuzu. kelimeler anlamını yitirsin, zaman dursun, fiziğin kuralları hiçe sayılsın. ölüm raporunda yüksek doz aşk yazsın, otopside kalpsiz çıkayım.

9 şubat sabahında sevdiğim adamın kollarında ölü bulundum, çıt çıkmıyor sağdan soldan. ölü bulunmanın şerefine gittiğim yerden gülüyorum. kollarında, gözüm açık ağzımda küstah bir gülümseme yeni baştan her sabah ölü bulunuyorum.